Yıllardır, her ayın önemli gün ve haftalarına göz atmak rutinlerim arasında. “8 Kasım Dünya Şehircilik Günü” nü görünce aklıma işe alım sürecinde bir şehir plancısı adayıyla yaptığımız mülakat görüşmesi geldi.
Şehir plancıları Şehirlerin düzenli, sürdürülebilir ve yaşanabilir biçimde gelişmesini sağlamayı planlayan uzmanlardır. Görevleri deprem sonrası daha fark edilir hale geldi. Özellikle kentsel dönüşümle ilgili rolleri göz önüne alınırsa tecrübeleri, fikirleri ve bakış açıları önem kazanıyor. Mülakat esnasında kendisine kentsel dönüşüm planlaması yapsan şehrin hangi bölgesine plan hazırlardın dediğimde verdiği cevap ibretlikti.
“Aslında şehrin büyük bir kısmının buna ihtiyacı var” sözleri, felaket riski yüksek şehirlerde kentsel dönüşümün insan hayatı ve kent sağlığı açısından ne kadar hayati olduğunu gösteriyor.
Kentsel Dönüşüm Şehirde yer alan eskimiş, riskli ve plansız yapıların bulunduğu alanların olası depremlere karşı zemin ve yapı risklerinin belirlenmesi, zeminin yapısına uygun temelli yapıların inşa edilmesi ve böylece yaşanması muhtemel depremlerde can ve mal kaybının en aza indirilmesi amacıyla yürütülen kamusal çalışmadır.
Kentsel dönüşüm ile Deprem ve afet riskine karşı güvenli yapılar oluşturulurken, yaşam kalitesinin arttırılması, plansız yapılaşmanın düzeltilmesi, ekonomik ve sosyal canlanmanın oluşturulması amaçlanır. Ayrıca altyapı (su, kanalizasyon, elektrik, yollar) yenilenir, yerleşim düzeni ve imar planları güncellenir, sosyal donatı alanları (park, okul, sağlık ocağı vb.) artırılır.
6 Şubat Depremi sonrası Adıyaman merkezde “Adıyaman Çarşı ve Meydan Düzenleme Projesi” adlı bir kentsel dönüşüm projesi planlandı. Proje yerinde, zamanında ve ihtiyaca yönelik bir uygulamadır. Felaketlere karşı hayati önem taşıyan projenin tamamlanmasıyla şehir merkezinde deprem ve afet riskine karşı dayanıklı binalar inşa edilerek; ekonomik canlanma, sosyal yaşam ve kentsel hafızanın korunması hedeflenmişti. Projenin dört etaptan oluştuğu ve sadece birinci etapta çalışmaların başladığı ve sona yaklaşıldığı kamuya yansıyan bilgiler arasında. Ancak 2., 3. ve 4. etapların durumu hâlâ belirsiz. Bu belirsizliğin hem ekonomik hem de sosyal yaşam üzerinde doğrudan etki oluşturduğu düşünülmekte.
Yakın zamanda Kâhta için tarihi bir fırsat olarak görülen ve kentsel dönüşüm projeleri kapsamında planlanan “Eski Çarşı” projesinin iptal edilmesi, kentin sosyal ve ekonomik yaşamı üzerinde olumsuz etkiler doğurabileceği yönünde değerlendirmelere konu olmakta. “Adıyaman Çarşı ve Meydan Düzenleme Projesinin” de benzer bir durumla karşılaşma ihtimali, bazı paydaşlar arasında benzer endişelere neden olmakta.
Dünya Şehircilik Günü’nde şehirler konuşulurken, deprem sonrası başlatılan kentsel dönüşüm projelerinin de konuşulması gerektiğini düşündüm. Yaşadığımız deprem kentsel dönüşümün hayati önemini bir kez daha hatırlattı. Binlerce canımızı ve bu canlardan sonra söylemesi utanç verse de çokça malımızı kaybettik. Deprem sabaha karşı oldu ve herkes evinde yakalandı. Ancak felaketler sadece evimizde yaşanmaz; gündüzleri çarşıda, işyerlerinde de yaşanabilir. Bu nedenle tüm yaşam alanlarımızın bina güvenliğinin sağlanması gerekir.
“Adıyaman Çarşı ve Meydan Düzenleme Projesi” Adıyaman için elzem ve kaçırılmaması gereken büyük bir fırsattır. Depremin yaralarını sarmak, yeni binalar inşa edilmesiyle beraber; insanların umutlarını, emeğini ve kentsel hafızayı da ayağa kaldırmakla mümkün olacaktır.
Bu vesileyle, Adıyaman’ın sesinin duyulmasını ve büyük önem arz eden bu projenin öneminin hatırlanmasını istedim.