su kaçağı tespiti fiyatları dini chat ankara güneş enerjisi juul iqos iluma
marsbahis Marsbahis Giriş marsbahis
Aysun HALLAÇ
Köşe Yazarı
Aysun HALLAÇ
 

Bir Sabah Gelecek, Kardan Aydınlık

Gergin uykulardan, kör gecelerden Bir sabah gelecek, kardan aydınlık… Abdurrahim Karakoç’un bu dizeleri yıllar geçse de kalbimin bir köşesinde taptaze durur. İçinde inanç var, sabır var, ümitle yoğrulmuş bir direniş var. Belki bugün hepimizin en çok ihtiyacı olan da bunlardır: Zulmün biteceğine, insanların hak ettiği onurlu yaşamları süreceğine ve karanlıkların ardından aydınlık günlerin mutlaka geleceğine inanmak. Günün ilerleyen saatlerinde ara ara yankılanan “Çok Yaşa Filistin” marşı da işte bu inancın yankısı gibi geliyor bana. Direnişin evrensel dili olan bu marş, sadece bir ezgi değil, aynı zamanda insanlığın vicdanına dokunan bir hatırlatmadır. Açık penceremden gelen bu sesle umut ve direniş öğüdünden nasibimi almak isterim. Seksenli kuşak olarak çocukluğum imkânların kısıtlı, iletişimin dar ve dünyanın sesinin uzaktan geldiği bir dönemde geçti. Değerler eğitimi çoğunlukla evlerde, anne-babaların sessiz öğütlerinde vardı; okul ise daha çok bilgi aktaran bir öğretim yuvasıydı. Vicdanı, merhameti ve insan olmanın anlamını öğretmek, zorunlu olmayan yoğun müfredatların arasında neredeyse mümkün değildi. Bugün tablo bambaşka. Öğretmenler artık sadece bilgi aktarmıyor; yüreğe dokunuyor, öğrencilerinin iç dünyasında farkındalık filizlendiriyor. Okullar, ders öğrenilen yerler olmanın ötesinde, vicdanın ve insanlık değerlerinin yeşerdiği mekânlara dönüşmüş durumda. Hemen her okuldan, Filistin için düzenlenen kermes ve etkinlik davetleri alıyorum. Maddi getirisi büyük olmasa da anlamı derin. O tezgâhların ardındaki çocuk yüreklerinde “İyilik için bir şey yapıyorum” bilinci filizleniyor. Karınca misali tarafını belli etmek, zulme alkış tutmamayı öğrenmek… İnsan olmanın en sade ama en güçlü hali bu değil mi? Öğretmenlerimizi ve okul idarecilerimizi canı gönülden kutlamak gerekir. Onlar sadece bilgi aktaran değil, vicdan ve değer eğitiminin ön saflarındaki kahramanlardır. Filistin için yapılan bu etkinlikler, çocuklara bir coğrafyadan çok daha fazlasını anlatıyor: Adaleti, merhameti, dayanışmayı ve insan olmanın sorumluluğunu. Farkındalık bir günde oluşmaz. Küçük bir çocuğun kalbine atılan tohum, yıllar sonra bir karaktere, bir duruşa dönüşür. Geleceğin vicdanlı liderleri, adaletin peşindeki gençler, bugün okullarda öğretmenlerinin rehberliğinde sessizce filizleniyor. Hayat dikenli bir yol. Ama o yolu yürüyen çocuklarımız yüreklerinde umut taşıyorsa, sonunda bir gül bahçesi mutlaka vardır. Bu bilinçte bir eğitim ordusuyla her yeni sabah, çocuklarımızın yüreğindeki iyiliğin, merhametin ve adalet arayışının sabahı olacak…
Ekleme Tarihi: 31 Ekim 2025 -Cuma

Bir Sabah Gelecek, Kardan Aydınlık

Gergin uykulardan, kör gecelerden
Bir sabah gelecek, kardan aydınlık…

Abdurrahim Karakoç’un bu dizeleri yıllar geçse de kalbimin bir köşesinde taptaze durur. İçinde inanç var, sabır var, ümitle yoğrulmuş bir direniş var. Belki bugün hepimizin en çok ihtiyacı olan da bunlardır: Zulmün biteceğine, insanların hak ettiği onurlu yaşamları süreceğine ve karanlıkların ardından aydınlık günlerin mutlaka geleceğine inanmak.

Günün ilerleyen saatlerinde ara ara yankılanan “Çok Yaşa Filistin” marşı da işte bu inancın yankısı gibi geliyor bana. Direnişin evrensel dili olan bu marş, sadece bir ezgi değil, aynı zamanda insanlığın vicdanına dokunan bir hatırlatmadır. Açık penceremden gelen bu sesle umut ve direniş öğüdünden nasibimi almak isterim.

Seksenli kuşak olarak çocukluğum imkânların kısıtlı, iletişimin dar ve dünyanın sesinin uzaktan geldiği bir dönemde geçti. Değerler eğitimi çoğunlukla evlerde, anne-babaların sessiz öğütlerinde vardı; okul ise daha çok bilgi aktaran bir öğretim yuvasıydı. Vicdanı, merhameti ve insan olmanın anlamını öğretmek, zorunlu olmayan yoğun müfredatların arasında neredeyse mümkün değildi.

Bugün tablo bambaşka. Öğretmenler artık sadece bilgi aktarmıyor; yüreğe dokunuyor, öğrencilerinin iç dünyasında farkındalık filizlendiriyor. Okullar, ders öğrenilen yerler olmanın ötesinde, vicdanın ve insanlık değerlerinin yeşerdiği mekânlara dönüşmüş durumda.

Hemen her okuldan, Filistin için düzenlenen kermes ve etkinlik davetleri alıyorum. Maddi getirisi büyük olmasa da anlamı derin. O tezgâhların ardındaki çocuk yüreklerinde “İyilik için bir şey yapıyorum” bilinci filizleniyor. Karınca misali tarafını belli etmek, zulme alkış tutmamayı öğrenmek… İnsan olmanın en sade ama en güçlü hali bu değil mi?

Öğretmenlerimizi ve okul idarecilerimizi canı gönülden kutlamak gerekir. Onlar sadece bilgi aktaran değil, vicdan ve değer eğitiminin ön saflarındaki kahramanlardır. Filistin için yapılan bu etkinlikler, çocuklara bir coğrafyadan çok daha fazlasını anlatıyor: Adaleti, merhameti, dayanışmayı ve insan olmanın sorumluluğunu.

Farkındalık bir günde oluşmaz. Küçük bir çocuğun kalbine atılan tohum, yıllar sonra bir karaktere, bir duruşa dönüşür. Geleceğin vicdanlı liderleri, adaletin peşindeki gençler, bugün okullarda öğretmenlerinin rehberliğinde sessizce filizleniyor.

Hayat dikenli bir yol. Ama o yolu yürüyen çocuklarımız yüreklerinde umut taşıyorsa, sonunda bir gül bahçesi mutlaka vardır.

Bu bilinçte bir eğitim ordusuyla her yeni sabah, çocuklarımızın yüreğindeki iyiliğin, merhametin ve adalet arayışının sabahı olacak…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.