Mustafa Yetiş
Köşe Yazarı
Mustafa Yetiş
 

Batının Batışını Mı Seyrediyoruz?

  Batı veya genel manada İslam düşmanlığının yükseldiği her neresi olursa olsun tarih boyunca böyle saldırılara ve hakaretlere zemin oluşturmuş ve bunu beslemiştir. İsveç’te yaşanan Yüce Kitabımıza dönük menfur hakaret ve saldırı da bu konuda ne ilk ne de son olacaktır. Hz. Âdem’den bugüne ve kıyamete kadar da Hakk-Batıl mücadelesinin sahnesi olarak bunu yaşayacağız.   Bugün batı medeniyeti İslam karşısında iflas etmiş ve bu iflasın sonucu olarak da sık sık bu tür saldırıları tertip etmektedirler. Saldırıda gözüken odur ki İsveç devleti bu saldırının arkasındadır. Çünkü İsveç polisinin koruması altında ve devlet desteği bariz gözükmektedir. Dolayısıyla menfur eylemi yapan belki ancak bir tetikçidir. Bu batının tarihleri boyunca sergiledikleri gerçek yüzleridir.   Asırlar boyunca İslam topraklarına yapılan saldırılar, haçlı seferleri, Kudüs’ün istilası hep bu niyetle yapılan soykırımlarla doludur. Bu batının vazgeçmediği İslam düşmanlığının göstergesidir.   Kutsallarımıza yapılan saldırılar asla affedilemez ve hoş görülemez. Bugün Kur’an’a sahip çıkma adına yapılan basın açıklamalarıyla, mitinglerle, tel’inlerle, sosyal medyada açılan tagglarla sadece kutsallarımızı korumuyoruz. Bunları kıyamete kadar muhafaza edecek olan elbette Yüce Rabbimizdir. Fakat biz tavrımızda nasılız, tepkimiz nedir, tarafımız ve duyarlılığımız ne kadardır, belki bunu ortaya koyuyoruz.   İslam ve Kur’an düşmanlarının da belki zaman zaman yaptıkları hakaretlerde amaçlarından biri İslam Ümmeti içinde değerlerimize karşılık duyarlılığımız ne derecededir bunu ölçmeye çalışıyordur. Her Müslümanın duyarsızlığı onların küstahlıklarını ve cesaretini arttıracak ve daha saldırgan bir hale getirecektir ve nitekim maalesef böyle de oluyor. Bugün Ümmet olarak geldiğimiz nokta bizi ümitsizliğe asla sevk etmese de, maalesef fert olarak baktığımızda Kur’an’dan uzak bir hayatın içinde yaşadığımızı görüyoruz. Bugün İslam âlemi maalesef batı emperyalizminin, küresel İslam düşmanlarının kültürel saldırısı altında kalmıştır. Hayatımızın her alanında onların köhnemiş kültürlerini terk etmedikçe, adeta suratlarına çarpmadıkça ve Kur’an’ın bizden istediği hayat biçimi ve Ümmet anlayışıyla vahdet ve birlikteliğimizi sağlamadıkça küstahça hakaretlerine devam edecektir.   Bu saldırıların Türkiye’yi hedef göstererek yapılması da bu topraklar üzerinde asırlar boyunca Müslüman halkın varlığı ve Osmanlı’nın son bakiyesinde kalan topraklar olması hasebiyledir. Belki seçim dönemlerinde daha sık yaşanıyor gözükebilir, ancak bu saldırılar geçmişten bu yana sürekli olmaktadır.   Başta da belirttiğim gibi batı medeniyeti iflas etmiştir. Çünkü batı medeniyeti demek İslam karşıtlığı üzerine kurulu medeniyet demektir. Batı, Avrupası ve Amerikası ile dünyanın hangi bölgesine girmiş ise orada kan, gözyaşı, virane evler, yetim bırakılan çocuklar geride bırakmışlardır. Bu şekilde yaptıkları düşmanlıklarının İslam âlemini bitirmeye, yok etmeye yaramadığını gördükçe hırçınlaşıyor, hırçınlaştıkça saldırganlaşıyor.   Hangi platformda olursa olsun tepkimizi en yüksek sesle dile getirmeli ve Hakk’ın sesi olmalıyız. Sesimiz ne kadar yüksek ve gür çıkarsa ne kadar yekvücut halinde gözükürsek belki onların kalplerini, İslam âlemine dönük hesaplarında ümitsizliğe düşürürüz.   Tarih boyunca Kur’an’a ve kutsallarımıza yapılan saldırılarda hiç kimse iflah olmamış ve olmayacaktır. Buna verilecek en güzel cevap da hakkıyla Kur’an ve Peygamberin Sünnetine sarılmak bunu yaşamak olacaktır. Rabbim tüm Müslümanları bu şuurla bilinçlendirsin, zalimleri ve İslam düşmanlarını da kahrı perişan eylesin.  
Ekleme Tarihi: 23 Ocak 2023 - Pazartesi

Batının Batışını Mı Seyrediyoruz?

  Batı veya genel manada İslam düşmanlığının yükseldiği her neresi olursa olsun tarih boyunca böyle saldırılara ve hakaretlere zemin oluşturmuş ve bunu beslemiştir. İsveç’te yaşanan Yüce Kitabımıza dönük menfur hakaret ve saldırı da bu konuda ne ilk ne de son olacaktır. Hz. Âdem’den bugüne ve kıyamete kadar da Hakk-Batıl mücadelesinin sahnesi olarak bunu yaşayacağız.
  Bugün batı medeniyeti İslam karşısında iflas etmiş ve bu iflasın sonucu olarak da sık sık bu tür saldırıları tertip etmektedirler. Saldırıda gözüken odur ki İsveç devleti bu saldırının arkasındadır. Çünkü İsveç polisinin koruması altında ve devlet desteği bariz gözükmektedir. Dolayısıyla menfur eylemi yapan belki ancak bir tetikçidir. Bu batının tarihleri boyunca sergiledikleri gerçek yüzleridir.
  Asırlar boyunca İslam topraklarına yapılan saldırılar, haçlı seferleri, Kudüs’ün istilası hep bu niyetle yapılan soykırımlarla doludur. Bu batının vazgeçmediği İslam düşmanlığının göstergesidir.
  Kutsallarımıza yapılan saldırılar asla affedilemez ve hoş görülemez. Bugün Kur’an’a sahip çıkma adına yapılan basın açıklamalarıyla, mitinglerle, tel’inlerle, sosyal medyada açılan tagglarla sadece kutsallarımızı korumuyoruz. Bunları kıyamete kadar muhafaza edecek olan elbette Yüce Rabbimizdir. Fakat biz tavrımızda nasılız, tepkimiz nedir, tarafımız ve duyarlılığımız ne kadardır, belki bunu ortaya koyuyoruz.
  İslam ve Kur’an düşmanlarının da belki zaman zaman yaptıkları hakaretlerde amaçlarından biri İslam Ümmeti içinde değerlerimize karşılık duyarlılığımız ne derecededir bunu ölçmeye çalışıyordur. Her Müslümanın duyarsızlığı onların küstahlıklarını ve cesaretini arttıracak ve daha saldırgan bir hale getirecektir ve nitekim maalesef böyle de oluyor. Bugün Ümmet olarak geldiğimiz nokta bizi ümitsizliğe asla sevk etmese de, maalesef fert olarak baktığımızda Kur’an’dan uzak bir hayatın içinde yaşadığımızı görüyoruz. Bugün İslam âlemi maalesef batı emperyalizminin, küresel İslam düşmanlarının kültürel saldırısı altında kalmıştır. Hayatımızın her alanında onların köhnemiş kültürlerini terk etmedikçe, adeta suratlarına çarpmadıkça ve Kur’an’ın bizden istediği hayat biçimi ve Ümmet anlayışıyla vahdet ve birlikteliğimizi sağlamadıkça küstahça hakaretlerine devam edecektir.
  Bu saldırıların Türkiye’yi hedef göstererek yapılması da bu topraklar üzerinde asırlar boyunca Müslüman halkın varlığı ve Osmanlı’nın son bakiyesinde kalan topraklar olması hasebiyledir. Belki seçim dönemlerinde daha sık yaşanıyor gözükebilir, ancak bu saldırılar geçmişten bu yana sürekli olmaktadır.
  Başta da belirttiğim gibi batı medeniyeti iflas etmiştir. Çünkü batı medeniyeti demek İslam karşıtlığı üzerine kurulu medeniyet demektir. Batı, Avrupası ve Amerikası ile dünyanın hangi bölgesine girmiş ise orada kan, gözyaşı, virane evler, yetim bırakılan çocuklar geride bırakmışlardır. Bu şekilde yaptıkları düşmanlıklarının İslam âlemini bitirmeye, yok etmeye yaramadığını gördükçe hırçınlaşıyor, hırçınlaştıkça saldırganlaşıyor.
  Hangi platformda olursa olsun tepkimizi en yüksek sesle dile getirmeli ve Hakk’ın sesi olmalıyız. Sesimiz ne kadar yüksek ve gür çıkarsa ne kadar yekvücut halinde gözükürsek belki onların kalplerini, İslam âlemine dönük hesaplarında ümitsizliğe düşürürüz.
  Tarih boyunca Kur’an’a ve kutsallarımıza yapılan saldırılarda hiç kimse iflah olmamış ve olmayacaktır. Buna verilecek en güzel cevap da hakkıyla Kur’an ve Peygamberin Sünnetine sarılmak bunu yaşamak olacaktır.
Rabbim tüm Müslümanları bu şuurla bilinçlendirsin, zalimleri ve İslam düşmanlarını da kahrı perişan eylesin.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Hayrettin çetiz
(04.04.2023 03:42 - #163)
Çok güzel bir yazı, Allah sizden razı olsun ..
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.