Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Savaşın Kurbanı Çocuklar

Dünya Çocuk Hakları Günü bugün kutlanıyor. Ancak Gazze ve Sudan’da savaş ve açlık, milyonlarca çocuğun hayatını tehdit etmeye devam ediyor. Binlerce çocuk ölüyor, eğitim ve sağlık hakları ellerinden alınıyor.

Dünya Çocuk Hakları Günü bugün tüm dünyada kutlanırken, Gazze ve Sudan’da çocukların yaşadığı dramatik tablo, kutlamaların gölgesinde kaldı. Savaş, açlık ve şiddet milyonlarca çocuğu hayatlarından mahrum bırakıyor. Gazze’de Çocuklar Yitip Gidiyor Save the Children’ın verilerine göre, Gazze’de 23 aylık çatışmada 20 binden fazla çocuk yaşamını yitirdi. UNICEF ise Mart 2025’teki ateşkesin ardından 10 gün içinde en az 322 çocuğun öldüğünü, 609’unun yaralandığını açıkladı. Ölen çocuklardan en az 1.009’unun bir yaşın altında olduğu bildirildi. Çocukların eğitime ve sağlık hizmetlerine erişimi neredeyse imkânsız hale geldi. Okulların %97’si, hastanelerin %94’ü çatışmalarda zarar gördü. Açlık da büyük bir sorun: Beş yaş altı 132.000 çocuk akut yetersiz beslenme riski taşıyor, en az 135 çocuk açlıktan yaşamını yitirdi. Sudan’da Benzer Felaket Sudan’da çatışmalar, çocukları hem şiddet hem de açlıkla karşı karşıya bırakıyor. UNICEF’in verilerine göre, 2025 itibarıyla 770.000 çocuk şiddetli akut malnütrisyon riski taşıyor. Çocuklar, silahlı grupların zorla askerleştirmesi, cinsel şiddet ve temel insani yardıma erişim eksikliği nedeniyle ağır şekilde etkileniyor. 2024’ten bu yana 600’den fazla “çocuklara yönelik ağır ihlal” vakası kaydedildi ve en çok Darfur, Kordofan ve Hartum bölgelerinde görüldü. Çocuk Hakları Günü’nün Önemi Dünya Çocuk Hakları Günü, çocukların güvenli yaşam, eğitim, sağlık ve oyun hakkını savunmak için bir fırsat. Ancak Gazze ve Sudan’da yaşanan trajediler, bu hakların ne kadar ciddi şekilde ihlal edildiğini gözler önüne seriyor. Sivil toplum kuruluşları ve insani yardım örgütleri, ateşkesin sağlanması, insani yardımın kesintisiz ulaştırılması ve çocukların psikolojik destek almasının önemine dikkat çekiyor. Çocukların korunmasının sadece insani değil, aynı zamanda geleceğin güvence altına alınması anlamına geldi. Çünkü çocuklar, yarınlarımızın teminatı olmanın ötesinde, bugün bile yaşamsal haklarını savunmamız gereken bir nesildir.