sogbet islami sohbetler omegle tv türk sohbet cinsel sohbet dini chat ankara güneş enerjisi Penis Büyütme Ameliyatı Penis Enlargement Surgery Turkey Burun Estetiği Ankara Lazer Epilasyon Ankara Lazer Epilasyon Ankara Kürtaj Ankara Kızlık Zarı Dikimi Ankara Lazer Epilasyon Konya Cilt Bakımı Konya Kıl Dönmesi Tedavisi Ankara Hemoroid Tedavisi Ankara Meme Ultrasonu Ankara Radyolog Ankara Selülit Tedavisi Konya Göz Kapağı Estetiği Ankara juul iqos iluma

Bulam’ın 158 Yıllık Zerban Lokması

Gündem (GÖZDE) - Gözde Tv | 15.11.2022 - 16:46, Güncelleme: 15.11.2022 - 16:46
 

Bulam’ın 158 Yıllık Zerban Lokması

Paylaşılan etle, bir ay içerisinde mutlaka içli köfte yapılması gerekiyor.
Haber: Meltem Kınay Önemli bir deprem kuşağı üzerinde bulunan ve son zamanlarda adı kırılacak fay ve beklenen şiddetli bir depremle anılan Çelikhan’da, 158 yıl önce yaşanan deprem ve bitmek bilmeyen artçı sarsıntılar sebebiyle başlayan ve bugüne kadar her yıl düzenlenen kurban ritüeli ve lokma dağıtımının hikâyesini Gözde okuyucuları için araştırdık. Adıyaman’ın Çelikhan İlçesine bağlı Pınarbaşı Kasabası’nda (Bulam) geleneksel ‘Zerban Lokması’ dağıtıldı. Zerban Lokması’nın kaynağı nedir? Nereden çıkmıştır? Belde sakinlerinden Mahmut (İmam) Yıldız bu geleneğin bir rivayete dayandığını belirterek; Zerban Lokması’nın ortaya çıkışına dair hikâyeyi ve nasıl gelenekselleştiğini Gözde’ye anlattı.   “1864 yılında artçı depremler Pınarbaşı Kasabasında da tekrarlanınca bölgede yaşayan vatandaşlar inançları gereği belde mevkiinde bulunan ‘Zerban Türbesi’ne uğrarlar. Alevi Ocaklarında Ağuiçen (Ağuçan) Ocağı seyitlerinden Hasan Efendi’nin halka seslenmesi üzerine; ” Eyy! Ahali görünen o ki bu zelzele durmayacaktır. Bütün halk toplanıp Allahu Teâla’nın huzurun da hak niyaz etsin” diyerek hakla seslenir. Bunun üzerine bölge halkı türbede toplanıp günün belli saatlerinde deprem duasına çıkarlar. O dönemlerde yaklaşık 50 haneye sahip olan Bulam halkının geçim kaynağı küçükbaş hayvancılıktır. Anadolu ve Mezopotamya’daki geçmişi M.Ö. dört bin yıllarına kadar Sümerlere dayanan yani Sümer Şehir Devletleri Uygarlığından kalan kalenin eteklerinde Zerban Türbesi bulunmaktadır. Bölge halkı kale yakınlarında büyük bir kayanın altında akan suyun (Zerban Türbesi) kenarında, keçi ve koyun sürülerine su içirmeye çalışırlardı. Zerban Türbesi’ne yakın olan kale eteklerinde, koyun sürüsünü dinlendirirken bir koçun sürüden ayrılıp, halkı sıyırarak Alevi Ocaklarından Ağuiçen Ocağı Seyitlerinden Hasan Efendi’nin ayaklarının önüne gelip yattığı görülür. Bu koçun ise, o dönemlerde hali vakti iyi olan bölge yerleşkesi sakinlerinden Köse Uşak’lı Bekiroğlu Hüseyin’e ait olduğu anlaşılır. Alevi Ocaklarından Ağuiçen Ocağı Seyyitlerinden Hasan Efendi, gönül gözüyle koça baktıktan sonra Köse Uşak’lı Bekiroğlu Hüseyin’ e seslenir ve şunları dile getirir; “Bekiroğlu Hüseyin; sana ait olan bu koç Allahu Teâla’nın yüzü hürmetine halkın hak niyazı uğruna kurban olarak kabul olduğu görüldü. Ne mutlu sana!” diyerek kendi elleriyle dualar eşliğinde kurbanı oracıkta keser ve bütün halka dağıtılması istenilir. Bu rivayet üzerine; Pınarbaşı Kasabası’nda (Bulam) her yılın kasım ayı içerisinde Geleneksel Zerban Lokması yapılmaya devam ediyor. Görevlendirilen kişiler tarafınca her haneden belli meblağ para toplanılıyor. Bütçeye göre, hastalıklı, gebe ve sakat olmayan büyükbaş hayvanlar alınıp bölge gençleri başta olmak üzere her haneden en az bir kişinin gönüllü hizmet etmesiyle belirlenen günde kurbanlar kesiliyor. Vatandaşlar hiçbir bedel almadan gönüllü hizmet ediyor. Hizmette emeği geçen kişilerin sevap kazandığına inanılıyor. Parçalara bölüştürülen etler göz kararıyla terazi olmadan “Elimde yok kantar ile terazi, herkes oldu mu hakkına razı” atasözü çerçevesinde eşit lokmalara getirilip, kurbanın yumuşak eti, kemiği, ciğeri, kelle, işkembe gibi bütün parçaları israf olmadan dağıtılıyor. Maddi durumu iyi olmayan aileler başta olmak üzere yetim, öksüz olan kişilere herhangi bir ücret alınmadan muhakkak lokma veriliyor. Lokma dağıtımı dışarda ikamet eden vatandaşlara öncelik tanınır ve hemen ardından maddi durumu iyi olmayanlara verilip son olarak da liste sırasına göre bütün hanelere dağıtılmaya özen gösterildiği söyleniyor. Geleneksel Zerban Lokması’na sadece Bulam halkının değil, çevre iller, uzak iller ve yurt dışından da talep olduğu vurgulandı. Bu rivayetin diğer bir gereği ise; Bir ay içerisinde Zerban Lokmas’ından her hanede muhakkak içli köfte yapılıyor. İçine kürdan yerleştirilip, yemekte bu kürdan kime denk gelirse o yıl hanenin bütün bolluk, bereket ve rızkının onun adına olduğu inancı sürüyor. Bu yıl 13 Kasım Pazar günü düzenlenen Geleneksel Zerban Lokması’nda belirlenen bütçenin 200 TL olduğu belirtildi. Toplamda 1200 adet lokma dağıtımı yapıldı. Geçen senelere oranla bu yıl lokma sayında etin zamlanması sebebiyle sayının düştüğü belirtildi. Organizasyonda, belde gençleri ve bütün halk gönüllü olarak görev dağılımında bulundu. Bulam’lılar bu gelenekleri yaşatmaya vesile olan Belediye Başkanı Mahmut Alan başta olmak üzere; mahalle muhtarları ve gönüllü gençlere teşekkür etti.    
Paylaşılan etle, bir ay içerisinde mutlaka içli köfte yapılması gerekiyor.

Haber: Meltem Kınay

Önemli bir deprem kuşağı üzerinde bulunan ve son zamanlarda adı kırılacak fay ve beklenen şiddetli bir depremle anılan Çelikhan’da, 158 yıl önce yaşanan deprem ve bitmek bilmeyen artçı sarsıntılar sebebiyle başlayan ve bugüne kadar her yıl düzenlenen kurban ritüeli ve lokma dağıtımının hikâyesini Gözde okuyucuları için araştırdık.

Adıyaman’ın Çelikhan İlçesine bağlı Pınarbaşı Kasabası’nda (Bulam) geleneksel ‘ Zerban Lokması’ dağıtıldı.

Zerban Lokması’nın kaynağı nedir? Nereden çıkmıştır?

Belde sakinlerinden Mahmut (İmam) Yıldız bu geleneğin bir rivayete dayandığını belirterek; Zerban Lokması’nın ortaya çıkışına dair hikâyeyi ve nasıl gelenekselleştiğini Gözde’ye anlattı.

 

“1864 yılında artçı depremler Pınarbaşı Kasabasında da tekrarlanınca bölgede yaşayan vatandaşlar inançları gereği belde mevkiinde bulunan ‘ Zerban Türbesi’ne uğrarlar.

Alevi Ocaklarında Ağuiçen (Ağuçan) Ocağı seyitlerinden Hasan Efendi’nin halka seslenmesi üzerine;

” Eyy! Ahali görünen o ki bu zelzele durmayacaktır. Bütün halk toplanıp Allahu Teâla’nın huzurun da hak niyaz etsin” diyerek hakla seslenir. Bunun üzerine bölge halkı türbede toplanıp günün belli saatlerinde deprem duasına çıkarlar. O dönemlerde yaklaşık 50 haneye sahip olan Bulam halkının geçim kaynağı küçükbaş hayvancılıktır. Anadolu ve Mezopotamya’daki geçmişi M.Ö. dört bin yıllarına kadar Sümerlere dayanan yani Sümer Şehir Devletleri Uygarlığından kalan kalenin eteklerinde Zerban Türbesi bulunmaktadır. Bölge halkı kale yakınlarında büyük bir kayanın altında akan suyun ( Zerban Türbesi) kenarında, keçi ve koyun sürülerine su içirmeye çalışırlardı. Zerban Türbesi’ne yakın olan kale eteklerinde, koyun sürüsünü dinlendirirken bir koçun sürüden ayrılıp, halkı sıyırarak Alevi Ocaklarından Ağuiçen Ocağı Seyitlerinden Hasan Efendi’nin ayaklarının önüne gelip yattığı görülür. Bu koçun ise, o dönemlerde hali vakti iyi olan bölge yerleşkesi sakinlerinden Köse Uşak’lı Bekiroğlu Hüseyin’e ait olduğu anlaşılır.

Alevi Ocaklarından Ağuiçen Ocağı Seyyitlerinden Hasan Efendi, gönül gözüyle koça baktıktan sonra Köse Uşak’lı Bekiroğlu Hüseyin’ e seslenir ve şunları dile getirir;

“Bekiroğlu Hüseyin; sana ait olan bu koç Allahu Teâla’nın yüzü hürmetine halkın hak niyazı uğruna kurban olarak kabul olduğu görüldü. Ne mutlu sana!” diyerek kendi elleriyle dualar eşliğinde kurbanı oracıkta keser ve bütün halka dağıtılması istenilir.

Bu rivayet üzerine; Pınarbaşı Kasabası’nda (Bulam) her yılın kasım ayı içerisinde Geleneksel Zerban Lokması yapılmaya devam ediyor. Görevlendirilen kişiler tarafınca her haneden belli meblağ para toplanılıyor. Bütçeye göre, hastalıklı, gebe ve sakat olmayan büyükbaş hayvanlar alınıp bölge gençleri başta olmak üzere her haneden en az bir kişinin gönüllü hizmet etmesiyle belirlenen günde kurbanlar kesiliyor. Vatandaşlar hiçbir bedel almadan gönüllü hizmet ediyor. Hizmette emeği geçen kişilerin sevap kazandığına inanılıyor.

Parçalara bölüştürülen etler göz kararıyla terazi olmadan “Elimde yok kantar ile terazi, herkes oldu mu hakkına razı” atasözü çerçevesinde eşit lokmalara getirilip, kurbanın yumuşak eti, kemiği, ciğeri, kelle, işkembe gibi bütün parçaları israf olmadan dağıtılıyor. Maddi durumu iyi olmayan aileler başta olmak üzere yetim, öksüz olan kişilere herhangi bir ücret alınmadan muhakkak lokma veriliyor. Lokma dağıtımı dışarda ikamet eden vatandaşlara öncelik tanınır ve hemen ardından maddi durumu iyi olmayanlara verilip son olarak da liste sırasına göre bütün hanelere dağıtılmaya özen gösterildiği söyleniyor. Geleneksel Zerban Lokması’na sadece Bulam halkının değil, çevre iller, uzak iller ve yurt dışından da talep olduğu vurgulandı.

Bu rivayetin diğer bir gereği ise;

Bir ay içerisinde Zerban Lokmas’ından her hanede muhakkak içli köfte yapılıyor. İçine kürdan yerleştirilip, yemekte bu kürdan kime denk gelirse o yıl hanenin bütün bolluk, bereket ve rızkının onun adına olduğu inancı sürüyor.

Bu yıl 13 Kasım Pazar günü düzenlenen Geleneksel Zerban Lokması’nda belirlenen bütçenin 200 TL olduğu belirtildi. Toplamda 1200 adet lokma dağıtımı yapıldı. Geçen senelere oranla bu yıl lokma sayında etin zamlanması sebebiyle sayının düştüğü belirtildi.

Organizasyonda, belde gençleri ve bütün halk gönüllü olarak görev dağılımında bulundu. Bulam’lılar bu gelenekleri yaşatmaya vesile olan Belediye Başkanı Mahmut Alan başta olmak üzere; mahalle muhtarları ve gönüllü gençlere teşekkür etti.

 

 

Adıyaman HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.