1-7 Mart Deprem Haftası

Gündem (GÖZDE) - Gözde Tv | 05.03.2024 - 21:04, Güncelleme: 05.03.2024 - 21:04
 

1-7 Mart Deprem Haftası

Jeoloji Mühendisleri Odası Adıyaman Osman Özdemir’in Basın Açıklaması: "Deprem Değil; Depreme Dayanıksız Binalar, Yapılar Öldürür"
Depremi afete çeviren, depreme dayanıklı olmayan yapılardır. Deprem önlemlerini de içeren basın açıklamasında Osman Özdemir şu sözler yer verdi: “ İl Risk Azaltma Planı” çalışmalarının acilen eksik durumların tespit edilerek tamamlanması gerektiğini söylüyoruz. 2021 yılında yaşanan Elazığ depreminden sonra bir genelge yayınlandı. Bu genelge sonrasında İl Risk Azaltma Planı çalışmaları başladı. Çalışma içerisinde kamu kuruluşları, odalar ve meslek örgütleri var. Bu planda deprem öncesi ve sonrası yapılacak çalışmalar ve aktif fayların incelenmesi gibi pek çok husus bulunuyor. Tüm kamu kurumlarına görevler dağıtıldı. Fay hatlarının sismik araştırmalarının yapılması Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na verildi. Çünkü maliyeti büyük. Fay hatlarının olası deprem oluşturma yüzdeleri, şiddeti ve büyüklüğü bu araştırmalar sonrasında ortaya çıkacak. Biz bu planların da takipçisiyiz. “Ülkemizin yapı stokunda önemli oranda riskli yapı bulunmaktadır ve bu durum on yıllardır bilinip söylenmektedir. İlave olarak birkaç yılda bir çıkarılan imar aflarıyla riskli yapı stoku daha da şişirilmiştir. Ayrıca her yıl 100 bin civarında yeni yapı inşa edilmektedir. Yeni yapılan bu yapıların sağlıklı ve güvenli olduğu konusunda hala kuşkular vardır. Çünkü tarımsal alanlara ve zemini sorunlu bölgelere yüksek katlı ve yüksek yoğunluklu imar izinleri verilmekte, emsal artışlarıyla kentler yoğunlaştırılmakta, mühendislik hizmetleri kağıt üzerinde kalmakta, yapı üretimi ve denetimi serbest piyasanın kuralsız kârlılık hesaplarına teslim edilmektedir. 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin milat olarak kabul edilmiş olmasına rağmen; aradan geçen 24 yıl sonra meydana gelen 6 Şubat depremlerinde, birçok ilimizde yüzbinlere binanın hasar görmesi, on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, yaralanması deprem gerçeğine ne denli hazırlıksız olduğumuzun acı bir göstergesi olmuştur. İnsanların depreme dirençli konutlarda barınma sorunu yeterince karşılanmayınca,  6 Şubat depremlerinde; ülkenin yakın tarihinde görülmemiş bir yıkım ve can kaybı ile karşılaşılmıştır. Evet, Şubat 2023 Depremlerinin tarihimizin en büyük depremlerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu kadar büyük ve yaygın depremler karşısında kayıpları sıfıra indirmek belki mümkün olmayabilirdi, fakat ortaya çıkan yıkımın ve kayıpların böylesi dehşet verici seviyelerde olmasının önüne geçmek pekâlâ mümkündü. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı deprem öncesinde AFAD tarafından hazırlanan İRAP (İl Afet Risk Azaltma Planı) raporunda depremin büyüklüğü ve oluşturacağı hasar yaklaşık olarak belirtilmiştir. Bu gerçeklik, maalesef depremi bildiğimiz ama dikkate almadığımızın göstergesi olmuş ve ağır sonuçlar doğurmuştur. Kentimiz de; Doğu Anadolu Fay zonu üzerinde ve ilimiz sınırlarına oldukça yakın bir mesafede meydana gelen,  6 Şubat depremlerinden ağır şekilde etkilenmiştir. Adıyaman ve yakın çevresinde deprem üretme potansiyeli oldukça yüksek olan aktif faylarla kuşatılan bir ilimizdir. Bu faylar sadece yakın geçmişte değil tarih boyunca yıkıcı depremler üretmişler ve gelecek zamanlarda da deprem üreteceklerdir. Zamanını ve yerlerini tam olarak kestirmek mümkün olmasa da,  bütün yaşanan depremlerin asıl kaynağının, dünyanın varoluşundan beri süren ve sürecek olan, magma içerisindeki konveksiyon döngüleri ve devamında levha hareketleri olduğu bilinmektedir. Yerküremiz, yörüngesinde döndüğü sürece yaşanacak olan bu depremlerden korunmanın tek yolu, Yapı - Zemin İlişkisi iyi kurulmuş yapılar tasarlamaktır. Bu da ilgili mühendislik dallarının  (Jeoloji – Jeofizik – İnşaat) senkronize çalışması ile mümkün olacaktır. Projesinden uygulamasına, mühendisinden, işçisine, herkesin görevini hatasız ve eksiksiz yaptığı yapılar depremden etkilense bile yıkılmayacaktır Yapılması gereken, mevcut yapı stokumuzdaki riskleri tespit edip yenilemek veya güçlendirmek ve ayrıca yeni bir yapılaşma düzeni getirmektir. Binaların envanterinin çıkarılması ve her binaya ‘kimlik numarası’ verilerek durumlarının dijital ortamda kayıt altına alınmasının, bu önlemlerin hayata geçirilmesini sağlamakta oldukça büyük faydası olacağı açıktır. Ayrıca Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme planlamaları da deprem dirençli kentler açısından önem kazanmaktadır. Bu nedenle, Adıyaman’da akamete uğramış olan kentsel dönüşüm çalışmaları gündeme alınmalıdır. Yerinde dönüşümün sağlandığı, ekonomik, demografik, sosyal, kültürel, fiziksel ve tarihsel yapının korunduğu, depreme dayanıklı konutlar inşa edilerek, sosyal donatı alanları ile yeşil alanların sayısının arttırıldığı, alt yapının yeterli olduğu kentsel dönüşüm projeleri hayata geçirilmelidir.  Deprem Haftası dolayısıyla Jeoloji Mühendisleri Odası Adıyaman olarak bir kez daha yinelemek isteriz ki; deprem doğal bir afet değildir, önlenemez bir doğa olayıdır. Bunu afete çeviren, depreme dayanıklı olmayan yapılardır. Bugün artık bu gerçeklik, hemen her kesim tarafından kabul edilmiştir: Deprem değil; depreme dayanıksız binalar, yapılar öldürür. Bu tespitin ardından yapılacak olan çok net ortadadır: Ülke yapı stokunun tamamımın gözden geçirilerek deprem dirençli olmasını sağlamak!” Osman Özdemir Jeoloji Mühendisleri Odası Adıyaman
Jeoloji Mühendisleri Odası Adıyaman Osman Özdemir’in Basın Açıklaması: "Deprem Değil; Depreme Dayanıksız Binalar, Yapılar Öldürür"
Depremi afete çeviren, depreme dayanıklı olmayan yapılardır. Deprem önlemlerini de içeren basın açıklamasında Osman Özdemir şu sözler yer verdi: “ İl Risk Azaltma Planı” çalışmalarının acilen eksik durumların tespit edilerek tamamlanması gerektiğini söylüyoruz. 2021 yılında yaşanan Elazığ depreminden sonra bir genelge yayınlandı. Bu genelge sonrasında İl Risk Azaltma Planı çalışmaları başladı. Çalışma içerisinde kamu kuruluşları, odalar ve meslek örgütleri var. Bu planda deprem öncesi ve sonrası yapılacak çalışmalar ve aktif fayların incelenmesi gibi pek çok husus bulunuyor. Tüm kamu kurumlarına görevler dağıtıldı. Fay hatlarının sismik araştırmalarının yapılması Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na verildi. Çünkü maliyeti büyük. Fay hatlarının olası deprem oluşturma yüzdeleri, şiddeti ve büyüklüğü bu araştırmalar sonrasında ortaya çıkacak. Biz bu planların da takipçisiyiz. “Ülkemizin yapı stokunda önemli oranda riskli yapı bulunmaktadır ve bu durum on yıllardır bilinip söylenmektedir. İlave olarak birkaç yılda bir çıkarılan imar aflarıyla riskli yapı stoku daha da şişirilmiştir. Ayrıca her yıl 100 bin civarında yeni yapı inşa edilmektedir. Yeni yapılan bu yapıların sağlıklı ve güvenli olduğu konusunda hala kuşkular vardır. Çünkü tarımsal alanlara ve zemini sorunlu bölgelere yüksek katlı ve yüksek yoğunluklu imar izinleri verilmekte, emsal artışlarıyla kentler yoğunlaştırılmakta, mühendislik hizmetleri kağıt üzerinde kalmakta, yapı üretimi ve denetimi serbest piyasanın kuralsız kârlılık hesaplarına teslim edilmektedir. 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin milat olarak kabul edilmiş olmasına rağmen; aradan geçen 24 yıl sonra meydana gelen 6 Şubat depremlerinde, birçok ilimizde yüzbinlere binanın hasar görmesi, on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesi, yaralanması deprem gerçeğine ne denli hazırlıksız olduğumuzun acı bir göstergesi olmuştur. İnsanların depreme dirençli konutlarda barınma sorunu yeterince karşılanmayınca,  6 Şubat depremlerinde; ülkenin yakın tarihinde görülmemiş bir yıkım ve can kaybı ile karşılaşılmıştır. Evet, Şubat 2023 Depremlerinin tarihimizin en büyük depremlerinden biri olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu kadar büyük ve yaygın depremler karşısında kayıpları sıfıra indirmek belki mümkün olmayabilirdi, fakat ortaya çıkan yıkımın ve kayıpların böylesi dehşet verici seviyelerde olmasının önüne geçmek pekâlâ mümkündü. 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı deprem öncesinde AFAD tarafından hazırlanan İRAP (İl Afet Risk Azaltma Planı) raporunda depremin büyüklüğü ve oluşturacağı hasar yaklaşık olarak belirtilmiştir. Bu gerçeklik, maalesef depremi bildiğimiz ama dikkate almadığımızın göstergesi olmuş ve ağır sonuçlar doğurmuştur. Kentimiz de; Doğu Anadolu Fay zonu üzerinde ve ilimiz sınırlarına oldukça yakın bir mesafede meydana gelen,  6 Şubat depremlerinden ağır şekilde etkilenmiştir. Adıyaman ve yakın çevresinde deprem üretme potansiyeli oldukça yüksek olan aktif faylarla kuşatılan bir ilimizdir. Bu faylar sadece yakın geçmişte değil tarih boyunca yıkıcı depremler üretmişler ve gelecek zamanlarda da deprem üreteceklerdir. Zamanını ve yerlerini tam olarak kestirmek mümkün olmasa da,  bütün yaşanan depremlerin asıl kaynağının, dünyanın varoluşundan beri süren ve sürecek olan, magma içerisindeki konveksiyon döngüleri ve devamında levha hareketleri olduğu bilinmektedir. Yerküremiz, yörüngesinde döndüğü sürece yaşanacak olan bu depremlerden korunmanın tek yolu, Yapı - Zemin İlişkisi iyi kurulmuş yapılar tasarlamaktır. Bu da ilgili mühendislik dallarının  (Jeoloji – Jeofizik – İnşaat) senkronize çalışması ile mümkün olacaktır. Projesinden uygulamasına, mühendisinden, işçisine, herkesin görevini hatasız ve eksiksiz yaptığı yapılar depremden etkilense bile yıkılmayacaktır Yapılması gereken, mevcut yapı stokumuzdaki riskleri tespit edip yenilemek veya güçlendirmek ve ayrıca yeni bir yapılaşma düzeni getirmektir. Binaların envanterinin çıkarılması ve her binaya ‘kimlik numarası’ verilerek durumlarının dijital ortamda kayıt altına alınmasının, bu önlemlerin hayata geçirilmesini sağlamakta oldukça büyük faydası olacağı açıktır. Ayrıca Kentsel dönüşüm, kentsel yenileme planlamaları da deprem dirençli kentler açısından önem kazanmaktadır. Bu nedenle, Adıyaman’da akamete uğramış olan kentsel dönüşüm çalışmaları gündeme alınmalıdır. Yerinde dönüşümün sağlandığı, ekonomik, demografik, sosyal, kültürel, fiziksel ve tarihsel yapının korunduğu, depreme dayanıklı konutlar inşa edilerek, sosyal donatı alanları ile yeşil alanların sayısının arttırıldığı, alt yapının yeterli olduğu kentsel dönüşüm projeleri hayata geçirilmelidir.  Deprem Haftası dolayısıyla Jeoloji Mühendisleri Odası Adıyaman olarak bir kez daha yinelemek isteriz ki; deprem doğal bir afet değildir, önlenemez bir doğa olayıdır. Bunu afete çeviren, depreme dayanıklı olmayan yapılardır. Bugün artık bu gerçeklik, hemen her kesim tarafından kabul edilmiştir: Deprem değil; depreme dayanıksız binalar, yapılar öldürür. Bu tespitin ardından yapılacak olan çok net ortadadır: Ülke yapı stokunun tamamımın gözden geçirilerek deprem dirençli olmasını sağlamak!” Osman Özdemir Jeoloji Mühendisleri Odası Adıyaman

Adıyaman HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.