Mehmet Metiner
Köşe Yazarı
Mehmet Metiner
 

Duruşunuz yoksa hiçsiniz…

İnsanın bir duruşu olmalı.   Duruşu olmayanın ne onuru olur ne de gururu.   Duruş, durduğunuz yerle alakalı değildir; durduğunuz yerde nasıl davrandığınızla alakalıdır.   Duruşu olan insan, gittiği her yerde veya bulunduğu her mekânda kendisi olduğunu gösterir.   Duruşu olan insan, kendisi gibi olan insandır.   Girdiği yere göre bir başkası olan insan değildir.   Rüzgâra göre konum belirleyen veya durduğu yere göre şekil değiştiren bir insan, duruşu olmayan bir insandır.   Duruşu olan insan nereye giderse gitsin veya nerede bulunursa bulunsun kendisini taşır, kendi farklılığını hissettirir.   Her yerde kendisi gibi olabilen ve kendini farklılığıyla kabul ettirebilen insandır duruşu olan insan.     Güce göre şekil alan ve güçlünün karşısında eğilip bükülen insanın bir duruşu olmadığı için onur ve gurur vadisinde de yeri yoktur.   Onuru olan insan, hiçbir makam için el etek öpmez.   Gururu olan bir insan, kendisine tepeden bakan ve kendisini tahkir ve tezyif eden güçlünün karşısında eğilip bükülmez.   Duruşu olan insan, izzeti nefis sahibidir.   Kendi nefsini hiç kimsenin nefsinden üstün görmez lakin hiç kimsenin de kendi nefsini ezip geçmesine izin vermez.   Duruşu olan insan, izzetine düşkündür.   Duruşu olmayan insan ise sadece düşkündür.   O yüzden bir makam ve bir çıkar için yapamayacağı şey yoktur.   Güçlünün karşısında eğilip bükülmesinin sebebi o güçlüyü sevdiğinden dolayı değildir; o güçlünün kendisine sağladıklarından dolayıdır.     Bu bazen bir makam-mevki olur, bazen para, bazen iş, bazen de statü…   Farkında mısınız bilmem duruşu olmayan insanların sayısı hem giderek artıyor hem de itibarlı konumlara gelmeleri daha bir kolay hale geliyor.   Dahası ve en fenasını diyeyim: Duruşu olan insanlara enayi ve ahmak gözüyle bakılıyor.   Adeta hangi zamanda yaşıyorsunuz der gibi.   “Zamanın ruhu” derken, “değişim” derken birilerinin duruş sahiplerine dedikleri de tam bu işte.   Elbette “zamanın ruhu” önemli.   Hiç kuşkusuz “değişim” gerekli.   Ama o birilerinin önerdiği şey, seni kendin olmaktan çıkartmaktır.   Başkalaştırmaktır.   Her gün, hatta her saat başı başkalaşan insanlar, elbette duruş sahibi olanları sevmezler.     Duruşunuz yoksa bir saat öncesine kadar yere göğe sığdıramadığınız, karşısında el-pençe divan durduğunuz liderinizi bile bir saat sonra yeni efendiniz için anında satarsınız, kendinize yeni konumlar sağlayacağına inandığınız güçlü yeni efendiniz adına onu sırtından hançerlersiniz.   Birden bire onu kötücülleştirirsiniz.   Duruşu olan insanlar, güç sahibi olduklarında keşke duruşu olmayan bu tür insanları yanlarına dahi yaklaştırmasalar diyorum.   Ama görünen o ki duruşu olmayanlar duruşu olanları alt etmeyi ve güçlülerin gözüne girmeyi çok iyi beceriyorlar.   Devran hep onların devranı.   Gelene de ağam diyorlar, gidene de.     Duruşunuz yoksa hiçsiniz aslında.   Bu hiçlik, makam-mevki veya para-pul anlamındaki bir hiçlik değil.   İnsaniyet anlamında bir hiçlik.   Manen bir hiçlik.   Kişilik açısından bir hiçlik.   Bu bir tercih elbette.   Siz siz olun derim, kendiniz gibi olun.   Duruşu olan insan olun.   Sayıca az olmaktan korkarsanız başkalaşırsınız.   Geriye sizden bir eser kalmaz.   Ne onurunuz kalır ne de gururunuz.   Tercih sizin elbette.   DEĞERSİZE DEĞER VERMEK Sınamak gerek.   Sınanmadan bilinmez.   Kimin değerli kimin değersiz olduğu.   Çok insan biriktirmek marifet değildir.   Marifet, insan birikmektir.   İnsan, değerlidir.   Ama her insan değil.   Sınamak gerek o yüzden insanları.     Bazen vererek, bazen vermeyerek.   Bazen zorlukla.   Senden hep isteyen ama vermediğinde senden kopan için üzülme.   Sadece hep verdiğin için yanında duranın sana verdiği değer verdiğin sürece ve verdiğin kadardır.   Sadece senden yararlandığı için yanında duranlar senin için yüktür.   Değeri ederi kadar olana değer verirsen kendi değerini düşürürsün.   Zorluk anında yanında duran sana değer verendir asıl.   Seni gücünden dolayı sevene aldanırsan, gücünden dolayı karşında el pençe duranı sahiplenirsen, değerini beş paralık edersin.   Değersize değer verirsen değerinden olursun.   Bir işi veya talebi olmadığı için senden yüz çeviren birini gördüğünde sevin. Bir değersizden kurtulduğun için.     Değerli insan ve dahi değerini bilen insan, istemekten haya eden insandır. Sen asıl o değerlilerle her şeyini paylaş. Onların onurunu ve gururunu incitmeden. Onlar seni yarı yolda koymazlar. Sana gelene de göğüs gererler.   Yüklerinden kurtul.   Etrafındakileri gözden geçir.   Sına.   Giden için üzülme.   Kalanın da değerini bil.   Seni sen olduğun için seven ve her zorlukta yanında dimdik duran bil ki kıymetini bil ki yanında tutman gereken en değerlindir.   O değerliler sayesinde değer kazanacağını da unutma!
Ekleme Tarihi: 01 Eylül 2023 - Cuma

Duruşunuz yoksa hiçsiniz…

İnsanın bir duruşu olmalı.

 

Duruşu olmayanın ne onuru olur ne de gururu.

 

Duruş, durduğunuz yerle alakalı değildir; durduğunuz yerde nasıl davrandığınızla alakalıdır.

 

Duruşu olan insan, gittiği her yerde veya bulunduğu her mekânda kendisi olduğunu gösterir.

 

Duruşu olan insan, kendisi gibi olan insandır.

 

Girdiği yere göre bir başkası olan insan değildir.

 

Rüzgâra göre konum belirleyen veya durduğu yere göre şekil değiştiren bir insan, duruşu olmayan bir insandır.

 

Duruşu olan insan nereye giderse gitsin veya nerede bulunursa bulunsun kendisini taşır, kendi farklılığını hissettirir.

 

Her yerde kendisi gibi olabilen ve kendini farklılığıyla kabul ettirebilen insandır duruşu olan insan.

 

 

Güce göre şekil alan ve güçlünün karşısında eğilip bükülen insanın bir duruşu olmadığı için onur ve gurur vadisinde de yeri yoktur.

 

Onuru olan insan, hiçbir makam için el etek öpmez.

 

Gururu olan bir insan, kendisine tepeden bakan ve kendisini tahkir ve tezyif eden güçlünün karşısında eğilip bükülmez.

 

Duruşu olan insan, izzeti nefis sahibidir.

 

Kendi nefsini hiç kimsenin nefsinden üstün görmez lakin hiç kimsenin de kendi nefsini ezip geçmesine izin vermez.

 

Duruşu olan insan, izzetine düşkündür.

 

Duruşu olmayan insan ise sadece düşkündür.

 

O yüzden bir makam ve bir çıkar için yapamayacağı şey yoktur.

 

Güçlünün karşısında eğilip bükülmesinin sebebi o güçlüyü sevdiğinden dolayı değildir; o güçlünün kendisine sağladıklarından dolayıdır.

 

 

Bu bazen bir makam-mevki olur, bazen para, bazen iş, bazen de statü…

 

Farkında mısınız bilmem duruşu olmayan insanların sayısı hem giderek artıyor hem de itibarlı konumlara gelmeleri daha bir kolay hale geliyor.

 

Dahası ve en fenasını diyeyim: Duruşu olan insanlara enayi ve ahmak gözüyle bakılıyor.

 

Adeta hangi zamanda yaşıyorsunuz der gibi.

 

“Zamanın ruhu” derken, “değişim” derken birilerinin duruş sahiplerine dedikleri de tam bu işte.

 

Elbette “zamanın ruhu” önemli.

 

Hiç kuşkusuz “değişim” gerekli.

 

Ama o birilerinin önerdiği şey, seni kendin olmaktan çıkartmaktır.

 

Başkalaştırmaktır.

 

Her gün, hatta her saat başı başkalaşan insanlar, elbette duruş sahibi olanları sevmezler.

 

 

Duruşunuz yoksa bir saat öncesine kadar yere göğe sığdıramadığınız, karşısında el-pençe divan durduğunuz liderinizi bile bir saat sonra yeni efendiniz için anında satarsınız, kendinize yeni konumlar sağlayacağına inandığınız güçlü yeni efendiniz adına onu sırtından hançerlersiniz.

 

Birden bire onu kötücülleştirirsiniz.

 

Duruşu olan insanlar, güç sahibi olduklarında keşke duruşu olmayan bu tür insanları yanlarına dahi yaklaştırmasalar diyorum.

 

Ama görünen o ki duruşu olmayanlar duruşu olanları alt etmeyi ve güçlülerin gözüne girmeyi çok iyi beceriyorlar.

 

Devran hep onların devranı.

 

Gelene de ağam diyorlar, gidene de.

 

 

Duruşunuz yoksa hiçsiniz aslında.

 

Bu hiçlik, makam-mevki veya para-pul anlamındaki bir hiçlik değil.

 

İnsaniyet anlamında bir hiçlik.

 

Manen bir hiçlik.

 

Kişilik açısından bir hiçlik.

 

Bu bir tercih elbette.

 

Siz siz olun derim, kendiniz gibi olun.

 

Duruşu olan insan olun.

 

Sayıca az olmaktan korkarsanız başkalaşırsınız.

 

Geriye sizden bir eser kalmaz.

 

Ne onurunuz kalır ne de gururunuz.

 

Tercih sizin elbette.

 

DEĞERSİZE DEĞER VERMEK

Sınamak gerek.

 

Sınanmadan bilinmez.

 

Kimin değerli kimin değersiz olduğu.

 

Çok insan biriktirmek marifet değildir.

 

Marifet, insan birikmektir.

 

İnsan, değerlidir.

 

Ama her insan değil.

 

Sınamak gerek o yüzden insanları.

 

 

Bazen vererek, bazen vermeyerek.

 

Bazen zorlukla.

 

Senden hep isteyen ama vermediğinde senden kopan için üzülme.

 

Sadece hep verdiğin için yanında duranın sana verdiği değer verdiğin sürece ve verdiğin kadardır.

 

Sadece senden yararlandığı için yanında duranlar senin için yüktür.

 

Değeri ederi kadar olana değer verirsen kendi değerini düşürürsün.

 

Zorluk anında yanında duran sana değer verendir asıl.

 

Seni gücünden dolayı sevene aldanırsan, gücünden dolayı karşında el pençe duranı sahiplenirsen, değerini beş paralık edersin.

 

Değersize değer verirsen değerinden olursun.

 

Bir işi veya talebi olmadığı için senden yüz çeviren birini gördüğünde sevin. Bir değersizden kurtulduğun için.

 

 

Değerli insan ve dahi değerini bilen insan, istemekten haya eden insandır. Sen asıl o değerlilerle her şeyini paylaş. Onların onurunu ve gururunu incitmeden. Onlar seni yarı yolda koymazlar. Sana gelene de göğüs gererler.

 

Yüklerinden kurtul.

 

Etrafındakileri gözden geçir.

 

Sına.

 

Giden için üzülme.

 

Kalanın da değerini bil.

 

Seni sen olduğun için seven ve her zorlukta yanında dimdik duran bil ki kıymetini bil ki yanında tutman gereken en değerlindir.

 

O değerliler sayesinde değer kazanacağını da unutma!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gozdetv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.