Ayasofya'nın Özgürleşmesiyle Beraber Bizim Mücadele Gücümüz Yükselmiştir

Eski AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Gözde TV Genel Yayın Yönetmeni Abdurrahman Akçal’a konuştu. Metin Külünk, 24 Temmuz Ayasofya’nın Camii olarak hizmete açılması ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.

24 Temmuz Ayasofya’nın Camii olarak ibadete açılışının yıl dönümü ile ilgili konuşan Eski AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “Ayasofya müzeleştirilirken aslında Türkiye'nin enerjisi kilitlendi. Bir anlamda Türkiye'nin özgürlük enerjisi tutsak edildi. Ayasofya'nın açılmasıyla beraber Türkiye'nin enerjisi de özgürleşti. Çünkü Ayasofya sıradan bir mekân değildir. Tarihsel olarak anlamı çok derindir Neden? Çünkü Ayasofya'yı paganlar inşa ettiklerinde Kudüs'e doğru dönüp Hazreti Süleyman'a ithafen senden daha büyüğünü yaptık iddiası vardı. Paganların iddiasının adresiydi Ama Fatih Sultan Mehmet Han hazretleri Ayasofya'yı ibadethaneye yani Allah'a kulluk edilen mekâna sadece Allah'a kulluk edilen mekâna dönüştürerek Paganlara en büyük cevabı verdi. Vakfiyesi vardır. Ayasofya'nın cami olarak. O anlamda beraberinde bizim enerjimiz de zorlanmaya başlamıştı, kilitlenmişti. Milletimizin mücadelesi, beklentileri, duaları biz gençlik yıllarımızda zincirler kırılacak, Ayasofya açılacak sloganıyla büyüdük. Duvar afişlerimizde zincirler kırılacak Ayasofya açılacak. Pankartlar rahmetli Erbakan Hoca bütün mitinglerinde ve konuştu. Ayasofya bir gün mutlaka açılacak müjdesiyle üstat Necip Fazıl. Bu anlamda fikir adamlarımız gönül adamlarımız hep Ayasofya açılsın duası ve gayretiyle ve çok şükür bu nasip oldu” şeklinde konuştu. “O Küresel Pagan Akıl Bugün İnsanlığı Krizlerle Tehdit Ediyor” Bundan sonrasının Türkiye'nin özgürlük yüzyılı olduğunun altını çizen Metin Külünk,” Tabi ki çilelerimiz var, zorluklarımız var. Küresel ölçekte ağır bir dönem yaşıyoruz sadece biz değil bütün insanlık çok sert türbülanslı bir döneme girdi. Yani Ayasofya'yı ibadethane olmadan önceki dönemde üreten akıl, o küresel Pagan akıl bugün insanlığı krizlerle tehdit ediyor. Kıtlıkla tehdit ediyor. Açlıkla tehdit ediyor. İnsanlığın elindeki kaynakları alıp insanlığı yok oluşa itmekle tehdit ediyor. Bu bir büyük mücadele. Ayasofya'nın özgürleşmesiyle beraber bizim mücadele gücümüz yükselmiştir. Onun için Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. İradesi çok güçlü. Milletimize teşekkür ediyoruz. Hiç unutmadı. Bu mücadeleden bir milim geri adım atmadı. Kahraman milletimizin evlatlarına teşekkür ederken merhum Profesör Doktor Necmettin Erbakan Hoca'mızın Ayasofya'nın açılışı noktasındaki o kararlı devlet aklı, millet aklıyla durduğu yerde çok değerli, rahmet olsun” cümleleriyle Ayasofya’nın önemini bir kez daha vurguladı. “Verilen Her Mücadelenin Bir Faturası Var” Abdurrahman Akçal’ın zincirlerinin kırılmasının bir faturası oldu mu? Sorusuna ise Metin Külünk, “Yani verilen her mücadelenin bir faturası vardır. Çünkü Ayasofya'nın Camii olmasından dolayı rahatsız, tekrar aslına dönmesinden dolayı rahatsız olanlar yapacaklarını ilan ettiler. Kendilerini tutamadılar. Sultanahmet'in müze yapılması gerektiğini ifade ettiler. Yetmedi. Hipodromun açılması gerekliliğinden yani İstanbul'un İslam hafızasını silip tekrar tekrar İslam öncesi İstanbul'un fethi öncesi pagan hafızasına mahkûm edilmesine dair iddialarını saklamadılar. Bu büyük mücadele. Hak ile batılı mücadelesi hiç bitmez ki. Yani verilen her mücadelenin bir bedeli vardır. Önemli olan istikametin doğru olmasıdır. Biz Ayasofya'nın özgürleştirilme mücadelesini verdiğimizden dolayı bir bedel ödememiz gerekiyorsa biz bunu öderiz. Bundan hiç sıkıntımız yok. Ama bundan sonra asıl bedeli onlar ödeyecek. Biz bu sert geçiş dönemini normalleşmeye dönüştüğünde Allah'ın izniyle çöken batı oluyor, yükselen biz oluyoruz, tereddütsüz. Artık şundan emin olsun herkes. Ekonomik zorluklarımız var, ciddi bir küresel enflasyon, küresel bir fiyat maliyeti, fiyat artışları, baskısı var. Bunların vatandaşımızın üzülüyor, kızıyor, haklı olarak saygı duyuyorum ama bu bir geçici dönem. Kalıcı dönem değil. Bundan sonrası merkez biziz Orta Doğu bize bakacak. Baltık Denizi'ne kadar bize bakacaklar. Türk dünyası bize bakacak. Afrika bize bakacak. Balkanlar bize bakacak. Biz merkez ülkeyiz. Biz denge merkeziyiz ama zorluklarımız elbette ki var. Kolay bir süreç değil. Osmanlı bu noktaya çok kolay mı geldi? Yani bir beylikten İmparatorluk kolay mı oldu? Çile çeke çeke mücadele ede ede at sırtından inmediler gönüllere dokunmaktan hiç vazgeçmediler. Biz de bunun farkındayız” yeter ki süreci doğru yönetelim cümlelerini kullandı.