Şarm el-Şeyh Zirvesi'ne Erdoğan Damgası: Tarihi Anlaşmaya İmza Atıldı
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen ve küresel barış adına tarihi bir adım olarak kayda geçen Şarm el-Şeyh Anlaşması'nın imza törenine katıldı. ABD Başkanı Donald Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile birlikte anlaşmaya imza atan Erdoğan, zirvede hem diplomatik ağırlığı hem de liderliği ile ön plana çıktı.
Trump’tan Erdoğan’a Övgü Dolu Sözler
Zirvenin açılış konuşmasını yapan ABD Başkanı Donald Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin küresel barışta oynadığı rolü vurgulayan Trump, Erdoğan için şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye'deki beyefendiden bahsediyorum... Çok çetin ceviz. Dünyanın en güçlü ordularından birine sahip. Geçmişteki çatışmaların hepsini kazandı. Ne zaman yardım istesem, benim için oradaydı. NATO’da yaşanan krizlerde bile Erdoğan bizi hiçbir zaman yarı yolda bırakmadı. Dostluğundan dolayı teşekkür ediyorum.”
Trump ayrıca, Erdoğan’ın Rusya-Ukrayna savaşı konusundaki potansiyel arabuluculuk rolüne de dikkat çekerek, “Putin de Ukrayna da Erdoğan’a saygı duyuyor. O bu işi yapabilir” dedi.
Tarihi İmza: Erdoğan, Barışın Teminatı Olarak Masadaydı
ABD, Mısır, Katar ve Türkiye'nin liderleri tarafından imzalanan Şarm el-Şeyh Anlaşması, Gazze'deki çatışmaları sona erdirmeyi ve Orta Doğu'da kalıcı barışı tesis etmeyi amaçlıyor. Anlaşma metninde, Erdoğan’ın da altına imza attığı şu ifadeler dikkat çekti:
“Bu anlaşma, iki yılı aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdirerek, umut, güvenlik ve ortak refah vizyonuyla tanımlanan yeni bir dönemi başlatmaktadır.”
Anlaşma, Filistinliler ve İsrailliler dahil olmak üzere tüm bölge halklarının güvenliğini, insan haklarını ve onurunu korumayı hedefliyor. Zirvede alınan kararlar; dini ve kültürel mirasa saygı, radikalleşmeyle mücadele ve eğitime öncelik gibi maddeleri de içeriyor.
Zirvede Erdoğan’ın Liderliği Ön Plandaydı
Diplomatik çevreler, Erdoğan’ın zirvedeki varlığını sadece Türkiye’yi temsil etmekle kalmayıp, bölgesel barış adına üstlendiği sorumluluğun da sembolü olarak değerlendiriyor. ABD Başkanı Trump’ın sık sık “Erdoğan’a danışıyoruz, ne zaman sorun yaşasak o çözüyor” şeklindeki açıklamaları, Türkiye’nin uluslararası arenadaki yükselen rolünü bir kez daha ortaya koydu.
Yeni Bir Dönem Başlıyor
Zirvenin ardından yapılan ortak açıklamada liderler, “Kalıcı barış dolu bir geleceğe kendimizi adıyoruz” ifadeleriyle kararlılıklarını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu vizyonun şekillenmesinde belirleyici bir aktör olarak öne çıktı.
Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, Şarm el-Şeyh Anlaşması'nın detayları belli oldu.
Biz, aşağıda imzası bulunanlar, Trump Barış Anlaşması’nın tüm taraflarca tarihî bir kararlılıkla uygulanmasını memnuniyetle karşılıyoruz.Bu anlaşma, iki yılı aşkın süredir devam eden derin acı ve kayıpları sona erdirerek, umut, güvenlik ve ortak refah vizyonuyla tanımlanan yeni bir dönemi başlatmaktadır.
Gazze’deki savaşı sona erdirme ve Orta Doğu’ya kalıcı barış getirme yönündeki samimi çabaları için Başkan Trump’ı destekliyor ve onun arkasında duruyoruz.
Birlikte, bu anlaşmayı bölgedeki tüm halklar — Filistinliler ve İsrailliler dâhil — için barış, güvenlik, istikrar ve fırsatı teminat altına alacak şekilde uygulayacağız.Kalıcı barışın, hem Filistinlilerin hem İsraillilerin temel insan haklarının korunduğu, güvenliklerinin garanti altına alındığı ve onurlarının yüceltildiği bir düzen içinde mümkün olabileceğini biliyoruz.Kayda değer ilerlemenin ancak iş birliği ve sürekli diyalog yoluyla sağlanabileceğini, uluslar ve halklar arasındaki bağların güçlenmesinin bölgesel ve küresel barış ile istikrarın kalıcı çıkarlarına hizmet edeceğini teyit ediyoruz.
Bu bölgenin Hristiyanlık, İslam ve Musevilik dâhil olmak üzere, kökleri bu topraklarla iç içe geçmiş inanç toplulukları açısından derin tarihî ve manevi önem taşıdığını kabul ediyoruz. Bu kutsal bağlara saygı göstermek ve miras alanlarını korumak, barış içinde bir arada yaşama taahhüdümüzün temel önceliği olacaktır.
Aşırılığın ve radikalleşmenin her türüne karşı kararlıyız.
Hiçbir toplum, şiddet ve ırkçılığın sıradanlaştığı veya radikal ideolojilerin sivil yaşamın dokusunu tehdit ettiği bir ortamda gelişemez.
Aşırılığı besleyen koşulları ortadan kaldırmayı ve kalıcı barışın temeli olarak eğitimi, fırsat eşitliğini ve karşılıklı saygıyı teşvik etmeyi taahhüt ediyoruz.Gelecekteki anlaşmazlıkların güç veya uzun süreli çatışmalar yerine diplomatik temas ve müzakere yoluyla çözülmesini taahhüt ediyoruz.
Orta Doğu’nun artık bitmek bilmeyen savaş döngülerine, tıkanmış müzakerelere veya başarıyla müzakere edilmiş hükümlerin parçalı, eksik ya da seçici biçimde uygulanmasına dayanamayacağını kabul ediyoruz.
Son iki yılda yaşanan trajediler, gelecek nesillerin geçmişin başarısızlıklarından daha iyisini hak ettiğini acı bir şekilde hatırlatmaktadır.Herkes için hoşgörü, onur ve eşit fırsat istiyoruz; ırk, inanç veya etnik köken fark etmeksizin, herkesin barış, güvenlik ve ekonomik refah içinde hedeflerine ulaşabileceği bir bölge oluşturmayı amaçlıyoruz.Karşılıklı saygı ve ortak kader ilkelerine dayanan, kapsamlı bir barış, güvenlik ve ortak refah vizyonu izliyoruz.Bu ruhla, Gazze Şeridi’nde kalıcı ve kapsamlı barış düzenlemelerinin tesisinde sağlanan ilerlemeyi, ayrıca İsrail ile bölgesel komşuları arasındaki dostane ve karşılıklı fayda esasına dayalı ilişkileri memnuniyetle karşılıyoruz.
Bu mirası uygulamak ve sürdürmek için birlikte çalışmayı, gelecek kuşakların barış içinde birlikte gelişebileceği kurumsal temelleri inşa etmeyi taahhüt ediyoruz.Kalıcı barış dolu bir geleceğe kendimizi adıyoruz.
Donald J. Trump Amerika Birleşik Devletleri Başkanı
Abdel Fattah El-Sisi Mısır Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Tamim bin Hamad Al-Thani Katar Devleti Emiri
Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı