Hayati Yazıcı'dan Cumhurbaşkanının görev süresine ilişkin açıklama
AK Parti Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Türkiye Basın Federasyonu’nun (TÜBAF) düzenlediği Anadolu Sohbetleri etkinliği kapsamında gazetelerle bir araya geldi. Yazıcı, etkinlikte Anayasa değişikliği, Terörsüz Türkiye süreci ve gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Türkiye Basın Federasyonu’nun Başkanı Sinan Burhan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’ya hoş geldiniz diyerek iyi dileklerde bulunduktan sonra Terörsüz Türkiye süreci ve genel afa ilişkin soru yöneltti.
“Milletimiz anayasa hakkını hiçbir zaman gerçekleştirmedi”
Hayati Yazıcı, Türkiye’nin uzun yıllardır gündeminde olan konuşmalardan bir tanesinin Yeni Anayasa çalışması olduğunu söyledi.
Yeni bir anayasaya ülkenin neden ihtiyacı var sorusuna farklı cevaplar vermenin mümkün olduğunu dile getiren Yazıcı, “Fakat en başat cevap bana göre bir devlet söz konusu olduğunda o devleti şekillendiren milletin hakkı. O hakkın niteliği nasıldır? Tekel bir haktır. Bunu devretmez, bizzat kendisi yapar. Başlangıcı da sonucu da kendisi karara bağlar referandumla. Bu kriter itibariyle Türkiye’de anayasacılık faaliyetlerini değerlendirdiğimizde maalesef aziz milletimizin anayasa yapma hakkını hiçbir zaman gerçekleştirememiş, kullanamamış” dedi.
“Anayasaların her biri olağanüstü dönemlerde yapılmış”
1921-24 Anayasası, çok partililik demokratik hayata geçiş süreci 1961 Anayasası ve 1982 Anayasasına bakıldığında her birinin olağanüstü dönemlerde yapıldığına dikkat çeken Yazıcı sözlerini şöyle sürdürdü;
“Bunlara şöyle her birine baktığımızda olağan üstü dönemlerde yapılmış yasalardır. Darbelerden sonra darbeciler tarafından yapılmış Anayasalardır. Bir referandum var ama nihai mührü vurana kadar yapım sürecindeki katılımlar çok önemli. Millet bu hakkını kullanamamış. Arzu ediyoruz ki millet anaysa yapma hakkını bu demokratik ilerleyişte bu çağda bu zamanda kullansın. Bu anlamda da Türkiye’de siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları birçoğunun dolaplarında, raflarında yüzlerce binlerce anayasa çalışma taslakları dolu. Bizim de AK Parti olarak çalışmalarımız var. 2007 yılında bir anaysa hazırlığı yaptık”
“AK Parti olarak anaysa çalışmalarımız devam ediyor”
Bugünkü mevcut anayasada günümüze kadar 19 defa değişiklik yapıldığını vurgulayan Yazıcı sözlerine şöyle devam etti;
“12 taneninin bizim iktidar olduğumuz dönemde gerçekleştirmişiz. 2017 yılında başkanlık sistemine geçmişiz, kapsamlı bir değişiklik yapmışız. Anayasanın bir kısım maddelerinde parlamenter sisteme, melez bir sisteme göre oluşturmuşuz. Hem uyum bakımından hem milletin anaysa yapma hakkını kullanma bakımından yepyeni bir anayasayı yapma inancını öteden beri taşıyoruz. Bu konuda mecliste de önemli çalışmalar yapılmış. En önemlisi 2011 yılında TBMM’de o zaman grubu bulunan siyasi partiler bir komisyon oluşturmuş. Partililerin sayısal durumu gözetilmeksizin. Dolayısıyla her zaman bizim partimizin gündeminde. Tabi ki anaysa yapma hedefimiz bizim tek başımıza yapabileceğimiz bir şey olmadığını herkesin bildiği gibi biz de biliyoruz. Anaysa yapmak milletin hakkı.”
“Referandumda oy kullanmayan bir dahaki seçimlerde oy kullanamıyordu”
Darbe dönemleri hariç Türkiye’de anayasa yapılmadığını dile getiren Yazıcı, “Ben 1982’de memurluk yapıyordum hakim olarak görevliydim. Biliyorsun bir 1982’de bir kanun çıkartılmıştı. Anayasa referandumunda oy kullanmayan bir dahaki seçimlerde oy kullanamıyordu. Böyle enteresan bir düzenleme tamamen hukuka aykırı. Anayasa referandumunda oy kullanmamış vatandaş sonraki seçimde oy kullanamıyordu. Dolayısıyla1982 Anayasası yüksek bir oy oranıyla kabul edilmesinin arkasında yer alan en önemli faktörlerden bir tanesi” ifadelerini kullandı.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle ilgili bir çalışmamız yok”
Anaysa değişikliği düzenlemesinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili bir düzenleme olmadığını vurgulayan Yazıcı sözlerini şöyle sürdürdü;
“İnsanın çalışarak düzenleme konusu yaptığı hiçbir alan buna ister tüzük ister yönetmelik ister anayasa deyin hiçbiri kutsal metin değil. Bunlara ihtiyaca, ülkenin çıkarlarına göre milletin hakkı hukukunu daha rasyonel bir biçimde koruma amaçlı olarak değiştirilir. Ama devletlerin yönetimine ilişkin modeller belli. Başkanlık sistemi, parlamenter sistem var. Dünya bunları uyguluyor. Biz deneyimden sonra geçmişiz. 1982 anayasasına biz parlamenter sistem desek bile; 1982 Anayasası’nın formüle ettiği düzenleme kurallar itibariyle hem de fiili uygulama çok melez bir modeldir. Başkanlık sistemi değil, parlamenter sistem değil. Cumhurbaşkanı çok geniş yetkiler verilmiş. Bir tarafta parlamenter sistem var. Şu mantıkta oluşturulmuş; siyasetçiler yanlış yapar biz bir mekanizma oluşturalım onu da tepedeki kişiyle sorumsuz kılalım. Yargıda vs. süründürülmesin. Tepedeki kişinin tutumuyla bu frenlemeyi gerçekleştirelim. Bunu yapmışlar.
Bu bakımdan Türkiye ile cumhurbaşkanı seçimleri tartışmalı kaotik olmuştur. Ve genelde oralara rütbeli kişilerin getirilmesinin arkasında yatan düşünce az önce anlatmaya çalıştığım mantıktı. Dolayısıyla biz bu deneyimlemeye geçtikten sonra başkanlık modeline geçmişiz. Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi demişiz. Elbette aksaklıkları olabilir, bunları rehabilite edersiniz düzenlersiniz. Bir model olarak başka bir modele geçerek bir anayasa yapma düşüncemiz yok.”
Millet Haber Ajansı