Depremin Ardından Doğru Adımlar Hayat Kurtarır

Depremler sonrası halk arasında sıkça dile getirilen bazı yanlış inanışlar, hayati tehlikelere yol açabiliyor. AFAD, uzman akademisyenlerin görüşleriyle bu yanlışları tek tek açıkladı. 'Evim yıkılmadıysa sağlamdır' düşüncesinden, 'Büyük depremden sonra uzun süre deprem olmaz' yanılgısına kadar doğru bilinen pek çok yanlış yeniden gündemde olmaya devam ediyor.
Uzmanlardan deprem sonrası doğru bilinen yanlışlara uyarılar: "Görünüşe aldanmayın, bilgi kirliliği yaymayın."

“Bina ayakta ama güvenli olmayabilir”

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yakut, büyük bir depremin ardından "Evim yıkılmadıysa sağlamdır" düşüncesinin yanlış olduğunu vurguladı. Yakut, dışarıdan sağlam görünen yapıların taşıyıcı sistemlerinde gizli hasarlar olabileceğine dikkat çekerek şu uyarılarda bulundu: “Bir binanın büyük bir depremde yıkılmamış olması, hasar almadığı anlamına gelmez. Kolon, kiriş veya taşıyıcı duvarlarda dışarıdan fark edilemeyen hasarlar oluşmuş olabilir. Bu hasarlar binanın taşıyıcı sistemini zayıflatır ve sonraki depremlerde yıkıma neden olabilir. Binanın güvenli olup olmadığını anlamanın tek yolu, uzman bir inşaat mühendisi tarafından yapılacak detaylı incelemedir. Böyle bir inceleme yapılmadan binaya girmek ciddi bir hayati risk taşır.”

“Büyük bir depremden sonra uzun süre deprem olmaz” yanılgısı

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Prof. Dr. Orhan Tatar da, kamuoyunda sıkça dile getirilen bir başka yanlışa dikkat çekti: "Büyük bir depremden sonra uzun süre başka deprem olmaz" düşüncesi. Tatar, bu inanışın bilimsel bir temeli olmadığını belirterek şunları söyledi: “Büyük bir depremden sonra fay hattı boyunca artan stres farklı bölgelere aktarılır. Bu nedenle artçı sarsıntılar aylarca hatta 6 Şubat depremlerinde gördüğümüz gibi yıllarca sürebileceği gibi aynı fayın başka kesimlerinde veya yakın faylarda yeni büyük depremler de meydana gelebilir. Ayrıca büyük depremler bölgedeki diğer fayların dengelerini de etkileyebilir. Bilimsel olarak deprem yer kabuğunda fay hatları boyunca birikmiş enerjinin ani boşalması sonucunda oluşur. Ve enerji bir bölgede boşalmış olsa bile başka bölgelerde birikmeye devam ettiği için yeni bir depremin oluşumunu engellemez.”

Acil durumda telefon hatlarını meşgul etmeyin

AFAD Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Kubilay Özyurt ise, afet anlarında iletişimle ilgili yapılan hatalara dikkat çekti. Özellikle deprem sonrası insanların yakınlarını aramak için yoğun şekilde telefon kullanmasının iletişim ağını felç ettiğini belirten Özyurt şu önerilerde bulundu: “Deprem gibi afetlerde acil durum ekiplerinin kesintisiz iletişim kurabilmesi hayati önem taşır. Bu yüzden telefon hatlarını meşgul etmemeli, afet çalışmalarına destek olmalıyız. Yakınlarımızla iletişim kurmamız gerektiğinde SMS ya da internet tabanlı mesajlaşma uygulamalarını tercih etmeliyiz. Telefon görüşmeleri ise yalnızca hayati durumlarda ve mümkün olduğunca kısa tutulmalı. Unutmayalım ki, afetlerde iletişim hayat kurtarır.”

Her duyduğunuzu paylaşmayın!

AFAD Başkan Yardımcısı Hamza Taşdelen ise afet dönemlerinde bilgi kirliliğine karşı uyardı. Taşdelen, panikle sosyal medyada yayılan yanlış bilgilerin, afet yönetimini zorlaştırdığı gibi hayatları da riske attığını söyledi: “Afet anlarında panik ve belirsizlik ortamında bilgiler çok hızlı yayılır. Ancak bu bilgilerin çoğu yanlış, eski ya da teyit edilmemiş olabilir. Yanlış bilgi ise ciddi sonuçlara yol açabilir. Aldığımız haberleri paylaşmadan önce mutlaka kaynağını, resmi olup olmadığını ve teyit edilip edilmediğini kontrol etmeliyiz. Doğrulanmış bilgileri paylaşmayı ilke edinmeliyiz.”

Uzmanlardan çağrı: Bilgiyle hareket edin, hayatınızı riske atmayın

AFAD yetkilileri ve akademisyenlerin ortak mesajı net: Deprem sonrası atılan her adım, hayat kurtarıcı ya da hayati risk taşıyıcı olabilir. Bu nedenle hem bireysel hem toplumsal olarak doğru bilgiye ulaşmak ve bilinçli hareket etmek, afetlerle başa çıkmanın en önemli adımı olarak öne çıkıyor.