Ali İhsan Yavuz: Cumhur İttifakı’nda Kriz Değil, Güçlü Bir Uyum Var

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz, Türkiye Basın Federasyonu’nun düzenlediği ‘Anadolu Sohbetleri’ programı kapsamında gazetecilerle bir araya geldi. Yavuz, gündemdeki siyasi gelişmeleri, Cumhur İttifakı’nın geleceğini, CHP’de yaşanan iç tartışmaları ve yargı kararlarını değerlendirdi.

Toplantı boyunca hem ittifak ilişkilerine hem de hukuk ve siyaset dengelerine dair dikkat çeken açıklamalarda bulunan Yavuz, Türkiye’nin temel meselelerinde “millet menfaati” vurgusu yaptı.

“Cumhur İttifakı milletin menfaatini merkeze alıyor”

Yavuz, yaklaşık 15 yıldır AK Parti’de Seçim İşleri Başkanlığı görevinde bulunduğunu hatırlatarak, 2018’den bu yana ittifak süreçlerinin doğrudan içinde yer aldığını belirtti. Yavuz, MHP ile yürütülen tüm ittifak görüşmelerine bizzat katıldığını söyleyerek, “AK Parti ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin bugüne kadar yaptığı bütün ittifak görüşmelerinde bulundum. Şunu net olarak gördüm: Ne AK Parti ne de MHP kendi partilerinin kazancını önceleyen bir anlayışla hareket etmedi. Her iki lider de meseleye milletin ve memleketin menfaati açısından bakıyor” dedi.

“Devlet aklı temelinde yürütülen bir ortak akıl”

Yavuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ilişkisini “devlet aklı temelinde yürüyen bir ortaklık” olarak nitelendirdi. Yavuz, “Sayın Cumhurbaşkanımız ile Devlet Bey arasında bugüne kadar hiçbir zaman bir kırılma olmadı. Çünkü ikisi de Türkiye’nin hayrına olanı merkeze alıyor. Bu anlayış sürdükçe ittifakta bir çatlak beklemek beyhudedir” diye konuştu.

Bazı çevrelerin “ittifak dağılıyor” yönündeki yorumlarını da değerlendiren Yavuz, “Bunların bir kısmı temenniden ibaret” dedi.

“Bir kısmı iyi niyetle sorular soruyor ama bazıları açıkça bu ittifakın dağılmasını arzuluyor” diyen Yavuz, “Ancak biz bugüne kadar olduğu gibi yarın da birlikte yol yürüyeceğiz. Milletin menfaatine olan bir işte ihtilaf olmaz” ifadelerini kullandı.

“CHP’nin yargı kararlarını tanımaması çok tehlikeli bir anlayış”

Yavuz, CHP’deki İstanbul İl Kongresi süreci ve sonrasında yaşanan yargı tartışmalarına ilişkin de konuştu. CHP’nin mahkeme kararlarına uymama yönündeki açıklamalarını eleştiren Yavuz, bunun “hukukun temeline zarar verecek bir tutum” olduğunu söyledi. Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü;

“CHP son zamanlarda yargı kararlarına uymayacağını açıkça ilan etti. Bu, çok riskli bir yaklaşımdır. Biz geçmişte Anayasa Mahkemesi’nin bazı kararlarını yanlış bulduk ama hiçbir zaman ‘tanımıyoruz’ demedik. Hukuka saygı duyduk. CHP’nin yaptığı ise doğrudan hukuk düzenini tartışmaya açmaktır.”

Yavuz, partisinin geçmişte Anayasa Mahkemesi’nin başörtüsüyle ilgili verdiği kararları bile eleştirmekle birlikte “uyulmaması” yönünde hiçbir adım atmadığını hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü;

“Anayasa Mahkemesi 2008’de anayasaya aykırı bir karar verdi. Ben bugün de o kararın yanlış olduğunu söylüyorum. Ama biz o karara uymadık demedik. Cumhurbaşkanımız da hiçbir zaman ‘mahkeme kararını tanımıyorum’ demedi. Biz hukuka saygıdan asla vazgeçmedik.”

“CHP kendi krizini kendi büyüttü”

CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda yaşanan çift başlılığa da değinen Yavuz, “CHP bu tabloyu bizzat kendi elleriyle oluşturdu” dedi. Yavuz, “Şu anda CHP’nin İstanbul’da iki il başkanı var. Bu, tamamen partinin kendi tercihlerinin sonucudur. Eğer bir mahkeme kararına itirazınız varsa bunu hukuk içinde yaparsınız. Ama ‘ben tanımıyorum, başka binada devam edeceğim’ derseniz, bu kaosu büyütürsünüz” diye konuştu.

Yavuz, CHP’nin bu süreçte “hukuk yerine siyaseti önceleyen” bir tavır aldığını belirterek, şöyle devam etti:

“Biz olsaydık mahkeme kararına uyardık, eğer bir eksiklik görüyorsak bunu Meclis’te düzeltmeye çalışırdık. CHP ise tam tersini yapıyor; mahkemeye değil, siyasete sığınıyor.”

“Hukuk mahkemelerinin yetkisi var, ama kararları tartışılabilir”

Yavuz, parti içi seçimlerle ilgili mahkemelerin verdiği kararların da hukuk içinde değerlendirilebileceğini ifade ederek, “Bazı çevreler ‘YSK dışında kimse bu işlere karışamaz’ diyor. Bu doğru değil. Anayasa’nın 79. maddesi genel seçimleri kapsar; ama siyasi partilerin iç seçimleri başka bir mevzuata tabidir. Siyasi Partiler Kanunu, bu tür durumlarda hukuk mahkemelerine de yetki verir. Dolayısıyla mahkemelerin kararları meşrudur, ancak içeriği tartışılabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hukuk ve ceza mahkemeleri arasındaki görev ayrımına da dikkat çeken Yavuz, “Biri ceza verir, diğeri hukuk düzenini tespit eder; bu, hukuk sisteminin doğal yapısıdır” dedi.

“Yeni anayasa, bu kargaşaları önleyecek”

Yavuz, Türkiye’de zaman zaman Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında yaşanan yetki tartışmalarına değinerek, mevcut anayasanın bu tür karışıklıklara yol açtığını söyledi. Yavuz, sözlerine şu şekilde devam etti;

“Bugün Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasında, hatta şimdi CHP’nin davasında olduğu gibi hukuk ve ceza mahkemeleri arasında yaşanan karmaşa, anayasanın açık olmamasından kaynaklanıyor. İşte biz bu yüzden yeni bir anayasa istiyoruz. Hem yargının yetkilerini hem de kurumlar arasındaki ilişkiyi netleştirecek bir düzenleme şart.”

Yavuz, AK Parti içinde kurulan anayasa komisyonunda çalışmaların sürdüğünü de hatırlatarak, “Cevdet Bey başkanlığında bir komisyon kurduk. Ben de o komisyonda görev yapıyorum. Anayasanın değişmesi gerektiğini düşünüyoruz, çünkü mevcut metin birçok noktada hukuk devleti ilkesini zorlayacak boşluklar içeriyor” şeklinde konuştu.

“Demirtaş dosyasıyla ilgili bilgim yok ama süreç hukuka göre yürümeli”

Gazetecilerin, Selahattin Demirtaş’ın tahliyesine ilişkin yargı kararını sorması üzerine Yavuz, dosyanın içeriği hakkında bilgi sahibi olmadığını ancak genel ilke olarak “yargının işleyişine saygı duyulması gerektiğini” söyledi. Yavuz, “Ben bu dosyanın ayrıntılarını bilmiyorum. Ama bizim temel yaklaşımımız bellidir. Hukuk süreci işler, mahkemeler karar verir, siyasetçiler de o kararlara saygı duyar. Bizim anlayışımızda yargıya müdahale olmaz” ifadelerini kullandı.

“Cumhurbaşkanımızın çizgisi çok nettir”

Yavuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın parti yönetimine ve ittifak ilişkilerine dair talimatlarını da paylaşarak şunları söyledi;

“Sayın Cumhurbaşkanımız, bizleri her masaya gönderirken bir şeyi mutlaka söyler: Önce milletin hayrına olanı gözetin. Sonra Cumhur İttifakı’nın menfaatini düşünün. En son parti çıkarına bakın. Biz bu anlayışla çalışıyoruz.”

“Hukukun üstünlüğü kırmızı çizgimizdir”

Yavuz, Türkiye’nin demokratik olgunluğa ulaşmasında en önemli unsurun “hukuka bağlılık” olduğunu vurgulayarak, “Hukukun üstünlüğü bizim kırmızı çizgimizdir. Herkes yargı kararlarını beğenmek zorunda değildir ama uymak zorundadır. Siyasetçiler yargıya yön vermez; yargı, bağımsızlığıyla devleti ayakta tutar. Bu anlayıştan asla taviz vermeyiz” dedi.

“Yeni anayasanın ruhu olmalı”

Yeni anayasa çalışmalarına değinen Yavuz, mevcut anayasanın yalnızca metinden ibaret olmadığını, aynı zamanda “bir ruhu” olduğunu söyledi. Ancak bu ruhun zamanla yıprandığını ifade ederek şu değerlendirmede bulundu;

“Anayasanın bir başlangıç kısmı var, arkadaşlar, bir ruhu var. Bazen kimsenin bilmediği bir ruhu var. Bu ruhun yeniden canlandırılması gerekiyor. Başlangıç kısmı metne dahil mi değil mi, bu kadar uzun mu olmalı, hepsini yeniden konuşmalıyız. Ama o ilk dört maddeyi koruyarak, onun dışında sivil, demokrat, yepyeni bir anayasa hazırlamak istiyoruz.”

“Seçimler 2028’de olacak, Meclis isterse tarihi öne çekebilir”

Gazeteciler tarafından yöneltilen seçim tarihine ilişkin soruya Yavuz, “seçimlerin 2028’de yapılacağını öngörüyorum” sözleriyle yanıt verdi. Yavuz, “Ben kanaatimi net söylüyorum, inanarak söylüyorum. Seçimlerin 2028’de olacağını görüyorum. Ama bu benim öngörüm. Meclis isterse seçim tarihini öne alabilir. Bu tamamen Meclis’in iradesine bağlı bir siyasi karardır” diye konuştu.

Yavuz, Meclis’in anayasa ve seçim mevzuatına göre seçimin öne alınmasına karar verebileceğini, bunun için üçte iki (360 milletvekili) çoğunluğun yeterli olduğunu belirterek, “Meclis isterse bugünden bile karar verebilir. 2028’in şu ayında yapılacak der. CHP buna gerçekten istekliyse, bugün bile oturup karar alabiliriz. Ama sonuçta tarih ne olursa olsun, seçimlerin en iyi şekilde yapılacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanının adaylığı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağı sorusuna da değinen Yavuz, bu konuda da Meclis’in inisiyatifine dikkat çekti. Yavuz, “Cumhurbaşkanımızın adaylığının önünü açacak şekilde Meclis’in karar vermesini umuyoruz, bekliyoruz, diliyoruz. Bu konuda yetki Meclis’tedir” dedi.

“Kapıları biz kapatmadık”

Gazetecilerin “önümüzdeki seçimlerde Saadet, DEVA veya Gelecek Partisi gibi partilerle yeniden ittifak gündeme gelir mi?” sorusu üzerine Yavuz, “Biz kapıları kapatmadan yolumuza devam ediyoruz” yanıtını verdi. Yavuz, “Bakın, biz kimseye kapı kapatmadık. Biz yolumuza devam ediyoruz. Gelen gelir, giden gider. Biz kimseye ‘gelme’ demedik ama kimseye de özel çağrı yapmıyoruz. Herkes kendi kararını verir” diye konuştu.

Bu açıklaması üzerine “Davutoğlu veya Babacan AK Parti’ye dönerse ne olur?” sorusuna Yavuz şu şekilde yanıt verdi:

“Biz kapatmadan gittiler. Biz ne açıyoruz, ne kapatıyoruz. İlkelere bağlı bir partiyiz. Bizim ilkelerimiz var; kim gelirse o ilkeler üzerinden gelir.”

“Cumhurbaşkanımız ilkelerinden asla taviz vermez”

Yavuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlere bakışına dair dikkat çeken bir anekdot paylaşarak şu ifadeleri kullandı;

“Sayın Cumhurbaşkanımızı uzun yıllardır yakından gözlemliyorum. Ne pahasına olursa olsun seçimi kazanayım diye düşünen bir lider değil. ‘Nasıl kazanırsam kazanayım’ diyen bir anlayıştan fersah fersah uzakta. Bunu defalarca gördüm.”

Yavuz, 2019 İstanbul seçimlerinden bir örnek vererek Erdoğan’ın “Suriyeliler” konusunda etik duruş sergilediğini hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü;

“Bir toplantıda birisi, ‘Suriyeliler konusu siyaseten zarar veriyor, açıklama yapalım, göndereceğiz diyelim’ dedi. Cumhurbaşkanımız bir saniye bile düşünmeden dedi ki: ‘Biz Suriyeliler ölmesin diye kapıları açtık. Bu bizim insanlık görevimizdi. Ben bu konuyu siyasete alet etmem. Bütün seçimleri kaybedecek olsam da Allah’ın gücüne gidecek bir söz söylemem.’ İşte bizim siyaset anlayışımız budur. İlkelerimizle var olduk, ilkelerimizle devam ediyoruz.”

“Casusluk dosyası çok derin, Türkiye’nin keyfini kaçırabilir”

Toplantının son bölümünde gazetecilerin gündeme getirdiği “siyasi casusluk davası” sorusu üzerine Yavuz, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde bu dosyayla çok meşgul olacağını söyledi. Yavuz, “Benim öngörüm, kanaatim ve hissiyatım şu; Bu casusluk dosyası Türkiye’de çok konuşulacak. Bu iş sanılandan çok daha derin bir meseledir. Seher Alaçam, Hüseyin Gül, Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan gibi isimlerin geçtiği bir dosyadan bahsediyoruz. Bu sadece bir dava değil, başka şeylerin de açığa çıkmasına neden olabilir” ifadelerini kullandı.

Uluslararası bağlantı

Yavuz, dosyada uluslararası bağlantılar olabileceğini de ima ederek, “Uluslararası bağlantısı olmasa bu kadar tedirgin olur muyum? Düşünün, İstanbul’un bütün mahrem bilgileri başka ülkelere aktarılmış olabilir. Ben ihtimal diyorum ama bu bile insanın tüylerini diken diken ediyor. Bu yüzden korkuyorum” değerlendirmesinde bulundu.

Casusluk dosyasının siyasi boyutunun ötesinde güvenlik ve veri gizliliği açısından da önem taşıdığını belirten Yavuz, “Türkiye bu meseleyi konuşacak, kaçınılmaz” dedi. Yavuz, “Ben burada tarihe not düşmek istiyorum. Bu casusluk dosyası, sanılandan çok daha derin. Belki de Türkiye’nin keyfini kaçıracak gelişmelere yol açacak. Eğer tahminlerimiz doğruysa, bu konu önümüzdeki dönemde ülke gündeminin en önemli başlıklarından biri olacak” ifadelerini kullandı.

“AK Parti dijital seçim yönetiminde rakipsiz”

Yavuz, seçim geceleriyle ilgili bir soruya da değinerek AK Parti’nin teknolojik kapasitesine vurgu yaptı:

“Bizim kurduğumuz seçim takip sistemlerini diğer partiler yüz yıl sonra bile yakalayamaz. Bunu marifet olarak söylemiyorum; AK Parti teşkilatı bu sistemleri Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderle çalıştırıyor. Biz yapay zeka destekli, dijital bir seçim ağıyla bir milyondan fazla kişiyle sahayı yönetiyoruz. CHP’nin o gece sistemi yönetmeye kalkması ise tamamen amatör bir işti.”

“Biz yolumuza ilkelerle devam ediyoruz”

Konuşmasının sonunda Yavuz, partisinin siyaset tarzına ilişkin genel bir değerlendirmede bulunarak sözlerini şöyle tamamladı;

“Bizim siyasetimizde ilke esastır. Kim gelirse gelsin, kim giderse gitsin, biz doğrulardan şaşmayız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu ülkenin hayrına olan neyse onu yaparız. Siyasi rekabet olur, tartışmalar olur ama biz ilkesiz bir adım atmayız.”

Program, gazetecilerin sorularına verilen yanıtların ardından hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.